Hava Durumu

Sızma zeytinyağı

Yazının Giriş Tarihi: 30.08.2020 08:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.08.2020 08:46

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal katıldığı televizyon programında FETÖ'nün hiçbir zaman siyasetin içine sızmayı düşünmediğini söylemiş.

Bence de FETÖ'nün siyasete sızmaya çalışması enteresan bir durum olurdu. Çünkü sızma adı üzerinde, sen bir yerdesin, sızacağın yapı başka bir yerde.

Bir plan program yapıyorsun, hoop ötekinin içine hem de çaktırmadan giriyorsun. Böylece sızma gerçekleşiyor!

Yan yana yürüyen iki insan düşünün!

Bunlar birbirine sızmaya kalkmazlar!

İlle de sızacaklarsa da, içer içer sızarlar!

Zeytinyağı da hep niye üstte kalır bilir misiniz, özgül ağırlığı çoğu sıvıdan hafif olduğu için. Böylece sızma zeytinyağını da konuya dahil ettik, Allah'a şükür.

Bu beyanat tabii epey ses getirdi çarşıda.

FETÖ, milli eğitim başta tüm bakanlıklara, üniversiteye, askeriyeye, emniyete, adliyeye sızıyor da, siyaseti niye pas geçiyor diye epeyce bıdı bıdı eden oldu.

Had bilmez biri şöyle yazmış hatta:

Futbola basketbola hatta komedi dünyasına bile sızdılar, size niye sızmasınlar!

ASAL ET...

Kızılay'ın yoksullar için dağıtacağı etlerin otelinde görüntülendiği iddiasının ardından AKP Bitlis Milletvekili Cemal Taşar, 'Her lafa verecek cevabım var lakin, bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye. Suskunluğum asaletimden' açıklaması yapmış.

Vekil bey susmakta haklı. Çünkü konuyla alakası yok.

Bir otel var ortada ama ona değil, kardeşi Battal Taşar'a ait.

Vekil'in Kızılay'la da alakası yok.

Kızılay'ın Tatvan Şube Başkanı olan kişi kendisi değil, kardeşi.

(Etler de taze falan değil ayrıca. Bildiğin konserve..)

KIZIL ELMA KOROSU!

Benim de direk bağlı olduğum İletişim Dairesi Başkanlığı'nın hazırladığı 'Kızıl Elma' videosunu izledim. Diriliş Ertuğrul havasında çekilen video, milli ve manevi hassasiyetleri depreştirme temalı hazırlanmış. Az biliyordum, neymiş bu kızıl elma diye az daha bakındım. (Araştırmacı gazetecilik yaptım diye yazmıyorsam, asaletimden!)

Irkçılık temalı 10 filmi birbirine ekleyerek 2 günde izlemeye çabalarken internetin kotasını bitirmişim. Açılsın diye tıkladığım pencerelerde hep dönen halkalar izlemek zorunda kaldım. Bir ara 'Türk mitolojisinde Türkler ve de özellikle Oğuz Türkleri için üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülküler veya düşleri simgeleyen bir ifadedir' ifadesini gördüm.

İfadeden anladığım, Kızıl Elma aşk gibi bir şey. Kavuşamama hali de aşkı büyütür ya, o hesap.

İnternetten aradığımı bulamayınca açtım televizyonu, şansıma kanalın birinde 'Kızıl Elma' muhabbeti dönüyor. Kaykıldım kanepeye, tam uzandım, kötü şans kağıdı kalemi masada unutmuşum. Nasıl da sıcak! Birazdan kalkarım, not alırım derken içim geçmiş. Rüyamda Demirel konuşuyordu. Uyandım baktım, rüyamdaki Demirel (sivilde) meğer gazeteci İsmail Saymaz'mış.

'Ben 15-16 yaşında Rize'de ülkücüydüm. Bu Kızıl Elma muhabbetini iyi bilirim. Bugünün iktidarı Kızıl Elma'ya falan sarılıyorsa, durum hakikaten kel' minvalli bir konuşma yapıyor. (Çok biliyorsun İsmail!)

Ekranı biri sunucu 5'i konuşmacı 6'ya bölmüşler. Sunucu dahil 6'sı da, aynı fikirde. Hepsi istisnasız, 'yaptınız böyle bir video madem koysanıza içine Atatürk'ü de' dedi durdu. 6 surata ve surete baktım şöyle uyku sersemi, 'Kızıl Elma Korosu' esprisi yaptım, kendi kendime.

ELMA DERSEM ÇIK

Her zaman ilham gelmiyor. Aklıma estikçe not almıştım hafta içinde.

'Kızıl ordu, kızıl elma, yeşil ordu, yeşil elma, cennetten kovulma!' yazmışım not defterime. De niye yazmışım bunları, valla hatırlamıyorum!

Elma dersem çık, yazmışım bir yere de. Bir yere de Apple Store!

Acaba kızılı yeşile, elmayı orduya bağlayıp Yeşil Ordu'ya mı getirecektim lafı. Belki her kış komünizm korkusuna dikkat çeken, Kurtuluş Savaşı'nın Galip Hoca'sından söz edecektim. Bolşeviklerin Kızıl Ordu'su varsa, te 1920'lerde hem de, bizim de 'Yeşil Ordu'muz var diyecektim.

1. Yeşil Ordu Kızıl Ordunun kardeşidir.

2. Yeşil Ordu Kızıl Ordu'ya yapılmış saldırıyı kendine yapılmış sayar vs..

Bu manifestoyu okuduğum Cemal Şener'in kitabına gönderme falan yapacaktım galiba, belki de olayın tamamını kutlanmasına arıza çıkarılan 30 Ağustos'a bağlayacaktım ama...

Dediğim gibi, bir şey kalmamış aklımda.

Ah belleğim, zihnim, 60 akıl 70 fikir dimağım, hafsalam, hafızam ah!

Elma dersem çık, armut dersem çıkma!

(Yazlık sinemada izlediğim bir Malkoçoğlu filminde, ufukta koşan atlıları görünce maallenin bir diğer haylazı Alper'le beraber alkış başlatmıştık. Atlılar yakın plana gelince bir baktık Bizanslı çıkmıştı adamlar. Dıgıdık kültüründe olur arada böyle. Her koşan atlıya hissiyat peydah etmemek lazım şahsi fikrimce.)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.