Hava Durumu

Suçun şahsiliği ilkesi!

Yazının Giriş Tarihi: 17.09.2024 08:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.09.2024 08:13

Narin olayında herkes şundan emin ki.

Köyde herkes her şeyi biliyor, köy dışındakiler ise katil kim veya kimler ve bu cinayet neden işlendi diye kafa patlatıyor.

Herkes aşiret falan diyor ama bana kalırsa bu kolektif bir şirket.

Şirketler türlü türlü: Anonim, kolektif, limitet, bir de adi ortaklık var.

Kolektif dedik ama bu daha ziyade sanki çok adi ortaklık!

Bir de hukukta ‘suçun şahsiliği’ diye bir ilke var.

Oğlu cinayet işledi diye babayı suçlayamazsın, amca cinayet işledi diye yeğeni tutuklayamazsın.

Peki..

Sahte ihbarlarla kolluk kuvvetlerini yanlış yönlendirmeler ne?

Jandarmanın aralarındaki konuşmalara kulak kabartmak ne?

Suriyelilerin çadırlarının yakınında teklik bulundu ihbarı ne?

İki kişi bir çocuğu ‘şu tarafa’ götürüyordu deyip jandarmayı derenin tersi istikamete yönlendirmek ne?

Yangınlar çıkarmak ne?

Trafoları patlatıp elektrik kesintilerine neden olmak ne?

Tüm köyün cep telefonlarındaki yazışmaları silmesi ne?

Bazılarının daha ileri giderek takibi zor tuşlu cep telefonları alması ne?

Olayı ta başından beri izleyen muhabir arkadaşımız Ferit Demir diyor ki:

‘Narin’in katilini akrabaların tamamı biliyordu. Her gün aile meclisi toplanıyordu. Ses kaydı alınmasın diye telefonlarını götürmüyorlardı. Kim ne ifade verecek bunu organize ediyorlardı.’

Siz söyleyin şimdi?

Bu adi ortaklıkta geçerli mi, suçun şahsiliği ilkesi?

‘AHMAK’ ÖYLE Mİ?

Anayasanın ilk 3 maddesi kısaca devletin şekli, cumhuriyetin nitelikleri, devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti içeriyor.

Dördüncü madde ise bu ilk üç maddenin değiştirilemeyeceğini, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği söylüyor.

Eleman çıkmış ne diyor?

‘Ahmaklara anlatır gibi anlatıyorum, bizim değişmesini istediğimiz tek madde dördüncü madde’ diyor.

Yerseniz, durum bu.

Yani eleman sadece 4’ü değiştirecek, diğerlerine bulaşmayacak!

Ama 4 gitti gider olunca, ilk 3’ün koruması kalkacak!

Adam haklı. Ahmaklık yapmayalım!

(Bahçeli ve MHP orada durdukça dördüncü maddeye kimse dokunamaz diye şey ediyorum, haksız mıyım?)

KAZANMAYA DEVAM

Deplasmanda 2-0 kazanıp gelen, iç sahada 3-0 net kazanan takım, eleştirilir mi?

Bu satırların yazarının ciğerden Bursasporlu olduğunu bilenler, iki satır eleştiriyi bize çok görmezler.

Takım çok iyi oynamıyor. Bu doğal, kim iyi oynar ki, sezon başında zaten.

Takım kimyası da henüz oturmamış.

Herkes çatır çatır mücadele ediyor ama takır takır top oynayamıyor.

Paslar zamanlaması eksik ve takım ritmi henüz oturmamış.

Zaman içinde daha iyi olunacak belli.

Belli ki, baştan ağır yükleme yapılsa, kış ortasında sorun yaşanır büyük ihtimal.

Dolayısıyla 3 golün üçünün de rakip takımın paslaşma hatası sonrası kaptırılan gollerden geldiği gerçeğinden hareketle söylüyorum:

Çok iyi oynayana değil, gol atana puan veriyorlar.

Hem iyi oyun hem iyi sonuç için beklemeye değer.

BU REKOR KIRILAMAZ

Adaşım efsane kaptan Adnan Örnek’in dediği gibi..

Lig: 3’ncü Lig. Takım: 2’nci Lig. Yönetim: Süper Lig.

Ve Taraftar: Şampiyonlar Ligi.

Her şey bir ‘level’ yukarıda yani.

Bursaspor- Tokat Plevne Spor maçını tam 41 bin taraftar izledi.

Bu sayı, bütün zamanların 3’ncü Lig rekoru.

Bir önceki rekor 28 bin ile Kocaeli- Karşıyaka maçında yaşanmış.

Bizim taraftar rekoru resmen ‘yüksek atlama’dan, ‘sırıkla atlama’ya atlatmış.

13 bin fark atmış.

Ki, takım böyle giderse, bu taraftar kendi rekorlarını da tarihe gömer.

Bir daha başka bir taraftar grubu tarafından kırılamayacak hale getirir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.