Survivor İstanbul...

Acun Ilıcalı, Dominik Cumhuriyeti, Kıbrıs gibi yerleri bırakıp, Survivor'ın hasını İstanbul'da çekmeli. Programda gördüğümüz manzara, son İstanbul manzaralarına kıyasla, çok hafif kalmıyor mu, sizce de.

Buyurun sorulara:

-Survivor'a katılan biri, her yeri su basmışken eve gidememeyi sorun yapmaz mı?
-Felç olmuş trafikte 'aman boş ver ya, hayat devam ediyor!' kayıtsızlığına bürünebilir mi?
-Aksamış hava ve deniz ulaşımı karşısında tevekkülle gerçeği kabul edebilir mi?
-Eve yaya olarak ulaşmaya kalksa dizini geçen su birikintilerine düşmeyecek kadar çevik olabilir mi?
-Kapatılmış Avrasya Tüneli'nin girişinde kalsa haleti ruhiyesi ne olur!
-Cep telefonunun çekmediğini anladığı anda, yaşadığını söylemek için yakınlarıyla iletişim kuramadığında psikolojisi bozulmaz mı?
-İçinde olduğu vapur denizin ortasında durmak zorunda kaldığında, geçmiş yaşamı film şeridi gibi gözünün önünden geçmez mi?
-Yolculara can simidi dağıtıldığını gördüğünde 'buraya kadarmış' deyip, 'eşhedüenla...' diye duaya başlamaz mı?
-Portakal büyüklüğündeki dolu, araçların ve evlerin camlarını kırarken hiçbir şey olmamış gibi, komşularını- arkadaşlarını çekiştirebilir mi?
-Haydarpaşa Limanı'nda vinç devrilirken, Kağıthane'de bir depoya yıldırım düşerken, o, program sonunda alacağı ödül ve/veya tanınmışlığı nasıl reytinge- paraya tahvil edeceğini düşünebilir mi?
-Şişli'de yanından geçtiği mezarlığın duvarının yıkıldığına şahit olduğunda, korkudan ıslık da mı çalmaz!

*Megakentten 'Ohakent'e...

İstanbul'a önce metropol dediler, az geldi megakent diye düzelttiler. Megaköy falan diyen de oldu ama, şu son felaketlerden sonra özümün önerisi: 'Ohakent!'
Ve aha da şuraya yazıyorum, şu felaketlerin yaşandığı, bir kış-bir yaz daha geçsin, İstanbul'un nüfusu 10 milyona kadar düşer.
Daha mühimi, 'CHP zihniyeti' bir daha seçim- meçim kazanamaz!
Şimdi bile ahali hafta sonu için ta Bodrum'a kaçmış. Bodrumlular'ın bildirdiğine göre, ilçenin trafiği İstanbul'dan berbatmış!

*Hocanın çapraz kuru

İnternette bir anket gördüm. 17 bin küsur insan oy kullanmış.
İnternet anketlerinin 'ana kitle- numune kitle' oranını ne kadar tutturduğu elbette tartışılır ama, çıkan sonuç yine de iyi- kötü bir fikir verecek düzeyde. Soru şöyle:
Fatih Terim'in milli takımı bırakma kararı ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
-Yerinde bir karar, zamanı gelmişti (Yüzde 92.8)
-Bırakmamalı, takımın hocaya ihtiyacı var. (Yüzde 7.2)
Soru, bu tip anketlere kim katılır, cevap, futbolla öyle veya böyle ilgisi olanlar. Futbola ilgisiz olanların anketi görse bile oy kullanmayacağı gerçeğinden hareketle şu söylenebilir:
Hocanın çapraz kuru, Alaçatı'daki restoran baskınından sonra, resmen yerle bir! Bir ara bir sonuç daha devşirebiliriz bu anketten:
Türk halkı adamın hasını, delikanlısını, hatta kabadayısını sever- sayar ama... Bunu, fakir- fukara için, mazlum için, garip- gureba için yapanı sever. Gereksiz dayılıklar, abartılı fevriliklerin karşılığı ise, maalesef işte bu:
Yüzde 7.2