Taliban'la aynı değiliz...

Bu yazının yayınlandığı gün sabah saat 10.25'te İtalya maçı var.

Siz bu satırları okuduğunuz sırada inşallah İtalya'yı da devirmiş olur bizim kızlar.

Anladınız sanırım. Olimpiyata, son şampiyon Çin'i 25-21, 25-14 ve 25-14 lük setlerle 3-0 yenerek başlayan Filenin Sultanları'ndan söz ediyorum.

Bizim kızlar öyle bir top oynadılar ki, Çin takımı sahaya 6 değil 8 kişi çıksaydı yine yenilecekti. Son şampiyon, Dünya'nın 2 numarası falan demediler, Çin'i resmen un ufak ettiler.

Hiçbir takım bizim kızlar karşısında bu kadar aciz kalmamıştır eminim.

Yerimde duramadım, maçı izlediğini bildiğim okul arkadaşımı aradım.

'Valla ağlıyorum şu an' dedi. O kadar duygulanmış.

Maçtan sonra sosyal medyayı turladım. Basketbolcu, voleybolcu, tekvandocu genel olarak sporcu kızların başarılarına son dönem ülkenin içinde bulunduğu konjonktür gereği, olduğundan fazla anlam yükleyen yegane kişi olmadığımı gördüm. 'Atatürk Türkiye'si'ne, 'cumhuriyet kazanımları'na gönderme yapılan bir yığın yorum okudum.

O an aklıma geldi.

Mevlam kayıra, ben de şu 'twit'i saldım çayıra:

'Taliban'la aynı değiliz, bizde Filenin Sultanları var'

EBRAR PEMBESİ, MERYEM MAVİSİ

Joe Biden'le nasıl bir anlaşma yapıldıysa, hamdolsun, ABD Afganistan'dan askerlerini çekecek ama Kabil Havaalanı'nın kontrolünü Mehmetçik yapacak.

Buna ilişkin bir soru mu soruldu, yoksa o yorumu kendiliğinden mi yaptı bilmiyorum, Cumhurbaşkanı durumla ilgili şöyle bir beyanatta bulundu (KKTC'de) geçen hafta:

'Türkiye'nin Taliban'ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Daha iyi anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum.'

Kadın saçının tek telinin görünmesine, kadın sesinin duyulmasına bile izin vermeyen, kadını sokakta tek başına görmeye tahammül edemeyen zihniyetle nasıl 'daha iyi' anlaşabileceğimizi doğrusu anlayamadım.

Bana öyle geliyor ki, her konuda anlaşsak bile Taliban, Hande Baladın'ın başının açık olmasına kafayı takar. Cansu Özbay'ın şort giymesini recm nedeni olarak görür. Meliha İsmailoğlu'nun hoplamasını- zıplamasını, Simge Aköz'ün kendini yerden yere atmasını kırbaçlamadan bırakmaz.

Hele de tek saç telini yasaklamışken, Ebrar Karakurt'un pembe, Meryem Boz'un mavi renkli saçlarını yolmaya kalkar. Güzeller güzeli tatlı kızım Zehra Güneş'in maça rimel sürüp çıkmasını hele, savaş nedeni sayar.

Hasılıkelam Taliban'la anlaşamayız biz.

Ve asıl büyük soru şu aslında:

Spora ne zaman sadece spor gözüyle bakacağız?

Bizden başka hangi millet, maçlardan laiklik, demokrasi, özgürlük, kadın hakları falan türü mesajlar çıkarmaya çalışıyordur ki?

Sahi, ne zaman normalleşeceğiz biz?

ENDEKSE DİKİZ

Çok gerekliymiş gibi zırt pırt yayınlanan bir endeks var:

İslamilik Endeksi..

İki bilim insanı kafa kafaya verip bir takım kriterlere bakarak İslam dinine en uygun yaşayan ülkeleri sıralıyorlar.

İlk 3 şöyle: Yeni Zelanda, İsveç ve Hollanda.

Komik değil mi? Bence gereksiz ötesi komik.

Listede kimi arasan var: Kanada (9), Almanya (11), İngiltere (15), Japonya (16), Fransa (23), ABD (26), İtalya (29), Yunanistan (41), İsrail (42) ve Ermenistan (57).

Türkiye 100'üncü sırada.

51'inci Katar'la 93'üncü Suudi Arabistan bile bizi geçmiş.

Bu liste hep yayınlanır ben de kriterleri hep merak ederim. Kötülemek için değil, kimi coğrafyalardaki kötü uygulamalara dikkat çekmek için söylüyorum:

Yukarıdaki ülkelerden hangisinde erkek ve kadın sünneti, recm, el kesme, kol kesme var. Kadına mirastan az pay verildiği görülmüş?

Veya 4 eşlilik!

Cariye alma, köle bulundurma, kadının şahitliğinin sayılmaması vesaire..

Kafa yormayayım diyorum ama yine de kafama takılıyor işte.

Belki de en iyisi, 'Dünya İslami Uyanış Kurultayı'nda Türkiye'yi temsil eden Doğu Perinçek'e danışmak. (Bundan sonrasını Nihat Hatipoğlu düşünsün)

Ona zaten soramıyorduk, 'içki satılan yerden kurban almak haramsa, içkiden alınan vergiyle rektör maaşı almak helal mi hocam?' diye..