Hava Durumu

Trafik cezası bütçe ilişkisi

Yazının Giriş Tarihi: 05.01.2025 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.01.2025 19:26

Çocukluğumuzda gençliğimizde bir şehir efsanesi vardı. Buna göre, devlet bakıyordu bütçe açık verecek, yılın son ayı trafik cezalarına hız veriyor, bu yolla bütçeyi denk hale getiriyordu.

Geçen yılın son günlerinde bir haber yansıdı basına.

İçişleri Bakanı sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı ve 5-12 Aralık tarihleri arasında, yani bir hafta boyunca, tamı tamamına 2 milyon 835 bin 873 aracın denetlendiğini duyurdu. Sayıyı 3 milyona yuvarlarsak ve ülkedeki araç sayısına (31 milyon falan) oranlarsak, vay anasını sayın seyirciler, yaklaşık olarak her 10 araçtan biri durdurulmuş demek bu.

Durdurulmuş da ne olmuş?

Yine tamı tamamına 459 bin 262 araca veya sürücüye işlem yapılmış.

Haberde veya Bakan’ın paylaşımında bu operasyondan devletin kasasına kaç para girdiğinden söz edilmemiş.

Hız ihlali bin 500 liradan başlıyor, aşama aşama 6 bin liraya kadar çıkıyor. Sigortasız araç kullanmanın cezası ayrı, periyodik muayene yaptırmayan araçların cezası ayrı. Ehliyetsiz sürücüye kesilen ceza ayrı, mevzuata aykırı çakarlı araç kullanmanın cezası ayrı.

Kafama göre bir çarpma işlemi yapayım dedim.

Ortalama 4 bin TL ceza kesildiği varsayımıyla sonucu bulmaya çalıştım.

Benim hesap makinesinin kapasitesi sonucu vermeye yetmedi.

Verdi bir sonuç aslında makine de, çıkan sayıyı idrak edemedim!

Hasılı, devletimizin bu operasyonu bütçeyi denkleştirmek için mi, yoksa daha uygar bir ülke olalım diye vatandaşı hizaya getirmeye çalışma amaçlı mı yaptığını tam şey edemedim.

Zaten operasyonun 5 Aralık’ta başlaması ve hiç ara verilmeden 12’sine kadar sürmesi, etkiyi azaltmıştır diye düşünüyorum. Çünkü, 5 Aralık’ta ceza yiyenler kulaktan kulağa yayılan haber trafiğiyle sorunlu-kusurlu araçlarını kendiliklerinden trafikten çekmişlerdir bence. 5’inde ceza, 6’sında ceza ‘yandım Allah!’ diyenlerin feryadı, azılı sürücü canlısını ‘terbiyeli maymun’a çevirmeye yetecek volümde çıkmıştır herhalde.

Yanlış anlaşılmasın lütfen.

Cezaların ne kadar caydırıcı olduğunun, birlikte yaşadığımız toplumu ne kadar uygarlaştırmaya yönelik olduğunun falan farkındayım.

Ceza yiyenlerin feryatlarının ibret almak için vesile olduğunun da.

31 MİLYON ARAÇ

Ülkedeki araç sayısı da enteresan geldi bana.

31 milyon araç, 88 milyonluk ülkede, her 3 kişiden birinde araç olduğunu gösteriyor.

Çocuk nüfusu çık, araç kullanamayacak yaşlıları da, (amanın) herkesin aracı var memlekette neredeyse..

Herkesin var ama araç sahibi olmakla zengin olmak, varlıklı olmak aynı şey değil.

Caydırıcılık konusunda ‘gelire oranlı’ işlemler yapma fikri bu aşamada geldi aklıma.

Fikir benim değil, uygulanan ülkeler de vardır mutlaka ama burada yine dile getirmeden geçmeyeyim.

Örneğin, kırmızı ışıkta geçmeye 2 bin lira ceza kesiliyor ya.

Zengine de 2 bin lira kesiliyor, orta halli vatandaşa da.

Soru şu bu aşamada:

2 bin lira, işçi veya memur arkadaşla sanayici arkadaşı aynı şekilde caydırabilir mi?

Adamın cebinde para varsa ve 2 bin lira onun için önemsiz bir miktarsa niye gaz kessin ki kırmızı ışıkta?

Naçizane önerim örneğin kişinin gelirinin yüzde 1’inin ceza olarak kesilmesi.

ARKA KOLTUKTA KEMER

Vurgulayacağım ikinci konu da devletin vatandaşına pusu kurmaması.

Sonbaharda Avrupa’daydım.

Sürücü değildim, hatta şoför mahallinde bile değildim.

Arka koltuktaydım.

Sırp polisi, diğer tüm araçlara geç geç yaparken bizi çevirdi.

Hem de nerede? Macaristan sınırına 200 metre kala.

Macaristan sınırı demek, AB’ye giriş demek. Dolayısıyla Sırp polisi ‘artık giden’ ve ülkeye para bırakmayacak olan biz turistlerden ‘son bir sakal’ alma amacıyla kesmişti yolu.

(İyi niyetli olsalar, Sırbistan’da gezerken yaparlardı bu işlemi.)

Suçumuz ne? Arka koltukta kemer takmamak.

Birçok trafik kuralını içselleştirmiş olsak da arka koltukta kemer takmayı henüz alışkanlık haline getiremedik milletçe. Sürücü koltuğunda oturan Metin Taş bu hususta uyarmıştı bizi. Biz de genellikle takıyorduk zaten ama o an içimiz geçmiş demek. Bana ve arkadaşım Mehmet Arı’ya 90 küsur Euro’ya denk gelecek kadar Sırp Dinarı ceza kesti polis. (Siz Avrupalı değilsiniz bakışları daha büyük cezaydı)

Canımız yandı tabii bu muameleye. Ama en çok bize pusu kurulmuş olmasına içerledik.10 ülke 22 şehir gezdik akabinde, bir daha hiç durdurulmadık.

Arka koltukta kemerler hep takılıydı 15 gün boyunca.

(Paraya ihtiyacı olan ülke ile bol trafik denetimi yapmak arasında güçlü bir korelasyon var galiba!)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.