Üzüm hoşafı yalan!

Eğitim gazeteciliğinin neredeyse tek tabancası, tek kalemi Abbas Güçlü'nün 'tweet'i şöyle:
'18 Mart'ta büyük bir üniversitemizde, öğle yemeğinde, buğday çorbası, üzüm hoşafı ve ekmekten oluşan Çanakkale menüsü verilmiş! Her gün tıklım tıklım dolu olan yemekhanede o gün sadece 7 kişi varmış! Gel de üzülme, gel de kahrolma!..'
Çanakkale savaşında askerin üzüm hoşafına talim ettiği, buğday çorbasını ve kuru ekmeği bulmakta bile zorlandığı gibi malzemeler, sosyal medyada çok dolaşıyor.
Bilhassa da milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerde.
Oysa bu, BÜYÜK BİR YALAN...
Çanakkale savaşında yemekler iyiydi çünkü.
Hem yemekler iyiydi, hem de o iyi yemekleri bile beğenmeyip yemeyenler için kantin vardı.
Evet kantin! Hem de siperde. Oturup kahve içebileceğiniz şekilde.
Ama birileri Irak cephesinden kalma bir listeyi salmış ortaya.
Herkes inanmış. İnanmakla kalmamış, devlet dairelerine bile asılmış bu listeler.
Bakın Çanakkale savaşı ne güç koşullarda kazanıldı hesabı.
İşte o yemek listelerinden 2 örnek:
26 Haziran: Sabah yok, öğle yok, akşam buğday çorbası, ekmek tam.
18 Temmuz: Sabah üzüm hoşafı, öğle yok, akşam yok, ekmek yarım.
Genelkurmay arşivi Çanakkale'de askerin hiç aç kalmadığını gayet güzel kanıtlıyor.
Tarihçiler, ne zaman TV programına çıksalar o listeleri yalanladılar, Çanakkale'de askerin aç kalmadığını tane tane anlattılar ama nedense bu mavra dönüp duruyor sosyal medyada.

KAVURMA, PASTIRMA, SUCUK!

Buyurun Genelkurmay arşivine göre bir askerin payına düşen miktarlara:
Peksimet 600 gram, bulgur ve pirinç 150 gr, çorbalık konserveler 100 gr, tereyağı ve zeytinyağı 20 gr, tuz 20 gr, soğan ve sarımsak 20 gr, kuru sebze 120 gr, sebze konserveleri 150 gr, kuru üzüm 50 gr, çerez 250 gr, kavurma, pastırma, sucuk ve kuru balık 125 gr, et konserveleri 200 gr, zeytin ve peynir 160 gr, çay 1 gr, şeker 10 gr, sabun 9-10 gr, gaz 30 gr.
Soru şu haliyle:
Eğitim konusunu kendine düstur edinmiş Abbas Güçlü diyelim ki bu konuyu atladı.
Güçlü'nün söz ettiği 'bir büyük üniversite' nasıl cahil olabiliyor böyle?
Hiç mi tarihçi yok koca üniversitede?

BİR YANIMIZ BAHAR BAHÇE!

Futbol takımı düşme hattının sadece bir sıra üzerinde. VAR'a 12 puan kaptırdığımız, fazla yenilmediğimiz, iyi oynayıp skora yansıtamadığımız talihsiz bir sezon geçiriyoruz. Düşer miyiz istifhamı herkesin aklının bir kıyısında saklı.
Ama basket takımımız, neredeyse şampiyonluk kupasının kulbuna tutunmuş gibi. Bu sene şampiyon olmamız kimseyi şaşırtmayacak. Ve o meşhur Tofaşlı yıllardan sonra ilk kez Süper Lig'de bir takımımız olacak. Basket takımının taraftarla bütünleşmesi adeta maçları birlikte oynamaları da her türlü övgüye değer.
Hasılıkelam, biz Bursasporluların son hali, Hasan Hüseyin'in şu dizeleri gibi:
'Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe!'