Yaşadığın yere bir değer kattın mı?

Bu kentte 'yerlinin yerlisi', 'doğma büyüme Bursalı', '7 göbek Bursalı' şeklinde nitelemeler çok yapılır. Bu nitelemelere uygun çok insan tanıdım. Ama böyle nitelendiği halde Bursa'ya gram faydası olmayan, (hatta Bursaspor'u bile tutmayan) insanlar da tanıdım. Asıl mesele şu:
Adam kalkmış çoook uzaklardan gelmiş. Bur(s)ada tutunmuş. Tutunmakla yetinmemiş, işini büyütmüş, gelinen noktada bir yığın insanı istihdam etmeye bile başlamış.
Veya gelmiş çalıştığı, mensubu olduğu kuruma değer katmış.
Bu faslı uzatmaya niyetim yok. Şu kadarını söyleyeyim. Bir yerde doğmak önemli değil.
7 milyarlık dünya nüfusunun 5 milyarı doğduğu değil, doyduğu yerde yaşıyor.
Doyduğun yere, yaşadığın yere değer katabiliyor musun, önemli olan bu.

Damdan düşme polemiği!..

'Doyanlar' ve 'doğanlar' diye kategoride edebileceğimiz bu kadim tartışmaya ilişkin çok güzel bir 'diyalog' yaşandı hafta sonu.
Cebel Derneği'nin 6. Genel Kurulu yapılıyor. Dernek Başkanı Dr. Gürçay Cem protokoldeki Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu'na hitaben 'Damdan düşenin halinden en iyi damdan düşen anlar' şeklinde veciz bir laf ediyor. 'Ne de olsa ikimiz de Balkan kökenliyiz' demeye getiriyor.
Genel Kurul'un konuklarından biri de CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu.
Kayışoğlu kürsüye çıkınca, Gürçay Bey'in 'damdan düşme' benzetmesine 'Turgut Özal örneği'yle kontra yapıyor. 'Özal, Jivkov dönemindeki zulüm ortamında Bulgaristan Türkleri'ne kapıyı açarak en büyük iyiliği yapmıştı. Soydaşlarımıza sahip çıkmıştı. Özal Malatyalıydı. Yani damdan düşen biri değildi.'
Aynı çerçevede hitabını sürdürüyor Kayışoğlu ve şunları söylüyor:
'Ben de Tunceli kökenli bir Bursalıyım, Bursa milletvekiliyim. Çocukları TC vatandaşı olan ama kendileri Bulgaristan vatandaşı olan soydaşlarımız Türkiye'de sağlık sisteminden yararlanamıyordu. Sağlık Bakanı'na yüz yüze, Suriyeliler sağlık hizmetinden yararlanırken soydaşlarımızın hastane kapılarından döndüğünü anlatan ve bu konuda yasal düzenleme yapılmasını sağlayan bir milletvekiliyim.'
Son olarak konuyu şöyle bağlıyor Nurhayat Hanım ki, aynı fikirdeyim, altına imza atılası bir söylem:
'Sadece Türkiye'de değil dünya genelinde, canı yanan, derdi olan tüm insanların yardımına koşmak gerek. Bunun için de mensubiyete, aidiyete, pasaporta bakılmaz.'
Meraklısına 2 NOT: Nurhayat Altaca Kayışoğlu ciğerden Bursasporludur. Dr. Gürçay Cem genel kurulda güven tazeledi ve yeniden başkan seçildi.

Bitcoin ve Siri

Fırsat olmadı yazmaya, iki tane şeker gibi haber vardı bültende.
Birincisi Diyanet'in sanal para 'Bitcoin' ile ilgili 'işin arkasında bir devlet olmadığı için caiz değil' şeklindeki fetvası...
İkincisi de yurdum insanının sesli komutla çalışan sanal asistan 'Siri'ye kelimeyi şahadet getirtmesi.
Hep denir ya, vatandaşı olmasak aslında çok eğlenceli ülke diye.
Valla bence de aynen öyle.