Zaytung Melih...

Birbirimize ülkede yaşanan olayları aktarırken..

İnanılır gibi olmayanlara, ‘yok daha neler’ dedirtenlere, ‘olmuş mu hakikaten’ diye itiraz edilenlere ortak sorumuz şu genellikle:

‘Zaytung mu bu!?’

Zaytung diye bir site var.

Asparagas ve komik haberler yapıyorlar ama o kadar gerçek gibi ki.

Olmuş mu olmamış mı, hakikaten kafası karışıyor insanın.

Alın mesela şu Abu Bakeroğlu meselesini.

Zaytungcular 40 fırın ekmek yeseler bu kadarını üretemezlerdi.

Ankara’nın eski belediye başkanı Melih Gökçek, ‘jelibon’u bir maden rezervi sanmasının ve bu yolla büyük rezil olmasının dumanı henüz tütmüyormuş gibi..

Tuttu, BJK’nin eski futbolcusu Abu Bakar’ın bilgisayar ortamında (büyük ihtimal photo shop programında) general kıyafeti giydirilmiş fotoğrafının altına şunları yazdı:

‘Somali’den gelip Türk vatandaşı olan, senin ülken ve senin inancın için savaşan Abu Bakeroğlu, PKK’lıların yaptığı karakol baskınında şehit oldu.’

Haliyle, sosyal medya ortamında bir aksiyon çıksa da neşemizi bulsak diye kös kös oturanlara cümbüş çıktı. Ne mavralar, ne mavralar...

Örneğin biri hemen GS’li eski futbolcu Felipe Melo’ya aynı general üniformasını giydirmiş ve altına ‘Abu Bekaroğlu için taziye mesajı yayınlayan Melih Gökçek, Brezilya’dan gelen ve bu topraklarda şehit olan Felipe Meloğlu için kılını bile kıpırdatmadı. Yazıklar olsun’ diye yazmış.

Jelibon, Abu Bekaroğlu falan diye birbirimize anlatıp anlatıp gülüyorduk ki, bir arkadaşımız ciddi bir açılım yaptı Gökçek kaynaklı bu tuhaflıklara:

‘İstikbalde yargılanmamak, akli melekelerim yerinde değil demek için yapıyor olamaz mı bu paylaşımları..’

Bence olamaz. Keşke olsa. 23 yıl Ankara’yı yönetmiş birinin biraz kurnaz biraz uyanık olmasını hakikaten tercih ederim kendi adıma.

Böylesi hakikaten çok komik, çok çocukça.

Çocukça bile değil hatta. Aptalca.

KAMU VE SINIR GÜVENLİĞİ

Zaytungcular bile bu kadarını üretemezler derken abartmıyorum.

Buyurun size iki Zaytung haberi, kararı siz verin:

‘Ülkenin sınırlarını, içlerinde kaç terörist, tecavüzcü ve sapığın bulunduğu belli olmayan 7 milyondan fazla Arap, Afgan ve Pakistanlı’ya açan AKP’nin ‘kamu güvenliği’ hassasiyeti yine bir müzik festivalinde depreşti.’

Veya bir tane daha:

‘Türkiye’ye gelecek olan Taliban heyetinin Afgan geleneklerine uygun bir biçimde sınırdan kaçak gireceği açıklandı..’

Haksız mıyım!

Zaytung haberleri, gerçek haber gibi değil mi, Melih Bey’in her paylaşımında 8 metre ‘ofsayt’a düşen hallerine oranla..

‘TÜRKİYE’YE YETMİYOR!’

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, ‘Erdoğan Türkiye’ye yetmiyor!’ demiş. Demecin sadece bu kadarını yayınlasak Bakan, Cumhurbaşkanını ağır eleştiriyor sanılacak. Devam ediyor Bakan:

‘Türkiye’ye yetmiyor, bütün dünyayı yönetiyor. O yüzden hakikaten biz Cumhurbaşkanımızla gurur duyuyoruz.’

Bakan’ın ‘tüm dünyayı yönetiyor’ lafının bir miktar iskontoya muhtaç olduğunu, abartılı bulduğumu kabul etmekle beraber, genel olarak ben de katılıyorum!

Ne kadar dünya nüfusu, 8 milyar!

Türkiye nüfusu ne kadar, 84 milyon!

Yaklaşık yüzde 1 civarında.

Abartılı buldum dedim ama..

NEDEN HERKES ÇEVRECİ DEĞİL

Vakti zamanında bir yazı yazmış ve ‘yeni solculuğun çevrecilik’ olduğunu savunmuştum. Hakan Demir isimli arkadaşımız sağcılığa veya milliyetçiliğe benzer bir açılım yapmış. Çok hoşuma gitti. Aynen şöyle:

‘Irmağının akışına ölürüm Türkiyem ama biçilen Kazdağları, siyanüre bulanan Fırat Nehri, ortadan kaldırılan Hasankeyf, yok edilen Dipsiz Göl, tıraşlanan Assos Antik Kenti, çamura bulanan Salda Gölü çok da umurumda değil, kusura bakma. Komünist sanmasınlar!’

Tarihi ve doğal ören yerlerine, kültürel değerlere, genel olarak çevreye duyarlılık niye sadece bir kesimin tekelinde. Niye sadece bir kesimin derdi. Neden ortak paydamız değil. Hakikaten büyük bir soru bu.

YADIRGADIĞIM ÜÇ HABER

1. Eskorta giden imam sayısı artıyor. Denizli’de 4 imama eskortlara gittikleri iddiasıyla açılan soruşturmada aslında 11 imamın eskortlara gittiği ortaya çıkmış. İmamlık mesleğinin uhrevi olduğu kadar dünyevi olduğunu da bilmeyen biri yapmış olmalı bu haberi.

2. Kayseri’de ‘halay başı benim’ kavgası çıkmış, kimse halay çekemeden düğün karakolda bitmiş. Haberi yapan, enflasyon gibi dertler varken ahali nelerle uğraşıyor demeye getirmiş ama.. Halay başının önemini kavrayamayan haber de yapmasın bana kalırsa. Bütün mesele halay başının kim olduğu değil mi sizce de, memleketin genelinde..

3. Tarım Kredi Kooperatifleri’nin Kanada’dan ithal ettiği kırmızı mercimeği ‘yerli üretim’ logosuyla sattığı ortaya çıkmış. Büyük skandal yakaladım sanıyor haberi yapan. Market, yerli üretim derken ‘Kanada yerlisi’ demeye getiriyor olamaz mı! Bize göre her yer yerli değil mi! Dünyayı biz yönetmiyor muyuz!