FUTSALDA tarih yazdık

B2/B3 Futsal... Bazı yazılarımda bahsedip bilgilendirdiğim bu branş, Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu GESF'e bağlı görme engelli (az gören) bireylerin oynadığı, salon futbolu Türkçesi.

Benim de yıllarca oynadığım, Avrupa ve dünya şampiyonalarında bireysel ödüller kazandığım, çocukluk hayallerimin hepsini gerçekleştirmeme vesile olan futsal... İşte bu spor branşında Görme Engelliler Spor Federasyonu tarihinde bir ilke imza atıldı. Ne zaman? Geçtiğimiz hafta. Yer? Antalya. Derece? Dünya dördüncülüğü! 'Dördüncülük mü' diye şaşırdığınızı duyar gibiyim sevgili okurlarım. Evet, dördüncülük ve bir tarih yazıldı. Çok şaşırtıcı gelebilir.

Futsala 12 yılını vermiş, çocuğu gibi sahiplenmiş, branşın gelişmesi ve sürekliliğin sağlanması adına taşın altına elini değil, bedenini koymuş birey olarak geçen yıl GESF Başkanı Sayın Hasan Sayyıdan ve yönetimi tarafından Futsal Milli Takımı Başantrenörlüğü'ne getirildim. Yıllarca sporcu olarak emek verdiğiniz branşın başında, ay-yıldızı hoca olarak temsil etmek tarifsiz bir gurur verirken ağır sorumlulukları da hissediyordum. Geçen yıl yeni yapılandırdığımız kadro ile Gürcistan'da gerçekleşen Avrupa Şampiyonası'nda iyi futbol oynamamıza rağmen, kötü sonuç alarak döndük. Bu yılki Dünya Şampiyonası'na ise birkaç değişiklik yapıp, ana kadroyu koruyarak çok iyi hazırlandık. 7 takımın yer aldığı Futsal Dünya Şampiyonası'na katılan tüm ülkeler, IBSA yetkilileri ve kendi camiamızın insanları, oynadığımız futboldan övgüyle bahsediyorlardı. Biz takım olarak zaten gelişip serpildiğimiz için hangi duruma geldiğimizin farkındaydık ve 'Bir tarih yazmak istiyoruz' diye aramızda konuşuyorduk. En büyük başarımız dünya altıncılığıydı ve bugüne kadar dünya şampiyonalarına sadece 2 defa katılmıştık (2005, 2017). Bu da üçüncüsü olmuştu. Uzatmadan sadede geleyim... Ülkemizde madalya almayı çok istiyorduk. Her şey istediğimiz gibi giderken finali averajla kaçırıp, grupta 4-1 yendiğimiz Rusya ile üçüncülük maçına çıktık.

Bronz madalya maçına da iyi başladık. İlk yarıyı 1-0 önde kapattıktan sonra ikinci yarıda 2-1 yenik duruma düştük. Maçı 2-2'ye getirip, 3'er penaltı atışından oluşan vuruşlara kaldık. Rusya ve Türkiye ilk penaltıları gole çevirdi, 1-1 oldu. Rusya'nın penaltıcısı ikinci penaltıyı kullandı ve direğin 2 metre üzerinden topu auta gönderdi. Sevinç çığlıkları ile salonu inletirken karanlıktan gelen ses gibi, Polonyalı kadın hakemin atışın tekrarlanacağı yönündeki işareti ile şoke olduk. Tekrarlanan penaltı gol oldu, bizim penaltıcımız kaleciyi terse göndermesine rağmen direğe çarpan top gol olmadı. Üçüncü penaltılara geçilirken skorda 2-1 Rusya'nın üstünlüğü vardı. Üçüncü penaltıyı kullanan Rus oyuncunun vuruşunda kalecimiz penaltıyı kurtardı. Biz penaltımızı gole çevirdik. Auta giden Rusların atışını hakem tekrarlatmasa madalyayı kutluyor olacaktık. Çoktan seri penaltı atışlarına geçilmişti. Dördüncü atışı Rus oyuncu gol yaparken, biz topu auta atarak büyük bir hüzne boğulmuştuk.

Temelini yeni oturttuğumuz Futsal Milli Takımımızla başarıdan başarıya koşacağımızdan şüphem yok. Ülkemizin her bölgesinde her kimlikten bu kadar yürekli, düşünce yapısını değiştirmeyi kabul edip işin bilimsel tarafını da içine sindiren, kalpleriyle Milli Takım'ı oluşturan aslan parçalarını alınlarından öpüyorum. Evet, tarih yazdık. Geleceğin temellerini sağlamlaştırdığımız bu koca yürekli oyuncular kimler? İsa Akten (Kaptan), Serkan Dayangaç, Oğuzhan Özçelik, Faruk Sarımsı (Dünya şampiyonası en iyi oyuncu ödülü ve gol kralı unvanı sahibi), Hamdi Aydemir, Suat Öner, Sedat Konu, Sabri Yılmaz, Mahir Kazan, Yusuf Can Özkara, Barış Aka, Hasan Çeri. Teknik ekip: Murat Fırat, Harun Büyükyıldırım, Ömer Kulaksız, Ramazan Sönmez, İsmail Aydın, Kamp Müdürü Yakup Çetinkuş, Fizyoterapist Ethem Yıldırım.

Desteği ve muhteşem organizasyon çalışması için başta Federasyon Başkanı Hasan Sayyıdan'a, yönetimine, personeline, Aksaray Paralimpik Hazırlık Merkezi personeline, Dr. Müjdat Enginsu'ya, Fizyoterapist Asude Taman'a,, Şaban Genç'e, Ahmet Yiğit'e, gönülden destekleyen ay-yıldız sevdalılarına, tabii ki Eren Yıldırım'a ve Aykut Akyön'e sonsuz minnet ve şükranlarımı Futsal Milli Takım Başantrenörü olarak sunuyorum.