Hani ayrımcılığa engel vardı?

Engellilere yönelik toplumdaki ayrımcılıkları dile getirmekten dilimde tüy bitti ancak ne ayrımcılıkları yapanlar, ne de o ayrımcılıklara göz yumanların ardı arkası kesildi! Bu kez ayrımcılığın son adresi Afyonkarahisar ilimiz oldu. Birçoğunuz muhtemelen sosyal medya da yerel/ulusal medyadan görmüşsünüzdür. Malum hiçbirimizin elinden telefon düşmüyor!

Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlamanın haklı gururunu ve onurunu yaşadığımız bir günde Milli Mücadele yıllarında çok önemli bir rolü olan güzel şehrimiz Afyonkarahisar’daki kutlamalara ne yazık ki gölge düşmüştü. Bir ilkokulda gerçekleştirilen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları hazırlıkları sırasında, 23 kişilik sınıfta yer alan ve dikkat eksikliği teşhisi konulmuş bir öğrenci, gösteri grubundan çıkarılarak köşede ayrı bir yerde tutuldu! Haliyle bu tablo, vicdan ve izan sahibi her bir bireyi rahatsız etti. Çok tepki çeken olayla ilgili İl Milli Eğitim Müdürlüğü süratle inceleme başlattı ancak tepkilerin ardı arkası doğal olarak kesilmedi.

Bu olaydan bağımsız olarak bir kere şunu söylemek istiyorum. Hazır, 24 Kasım Öğretmenler Gününü daha yeni kutlamışken… Empati ve vicdan yoksunu hiç kimse, bu kutsal mesleğe adım atmamalı. Eğer bir öğretmen ne empati yapıyor, ne de hatalarını telafi etme yoluna girmiyorsa kazandığı maaş helal mi, haram mı bir düşünsün bence! İnsanlar, “Eti sizin, kemiği bizim” düsturuyla evlatlarını öğretmenlere emanet ediyor. Hz. Ali’nin (r.a.) “Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum” sözleri, bu mesleğin ne kadar kutsal olduğunu anlamamız gerektiğini gösteriyor. Böylesi önemli bir misyonu üstlenen bireylerin, hele hele söz konusu ‘ayrımcılık ihlali’ olduğunda çok ama çok dikkat etmesi gerekiyor.Sosyal medya sayesinde gündemin üst sıralarına taşınan Afyon’daki olay ile ilgili inceleme/soruşturma süreci mutlaka bir neticeye varacaktır ancak temennim, eğitimcilerimizin bu kötü örnekten gereken mesajları almasıdır.

Bu noktada Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ‘Engelli Çocuk Ağları’ platformu konuyla ilgili önemli bir açıklama yayınladı. ‘Çocuğun üstün yararı’ ilkesinin hatırlatıldığı açıklamada, ulusal ve uluslararası sözleşmeler kapsamında engelli çocuklar ile ilgili sorumluluklar olduğuna vurgu yapıldı. Engelli çocukların eğitimde pek çok ayrımcı uygulamaya ve tutuma maruz kaldığı da yine hatırlatıldıktan sonra ‘kapsayıcı’ ve ‘bütünleştirici’ kavramlarının ve bu isimleri taşıyan projelerin sadece sözde kalmaması, pratiğe dökülmesi taleplerini de dile getirdiler. “Engelli çocukların yaşam ve gelişim hakkını kullanabilmesi için onlara eşit fırsatlar sunmak ve toplumsal yaşama tam anlamıyla entegre olmalarını sağlamak hepimizin görevi ve sorumluluğudur.” denilen açıklama, özü itibarıyla kanunlarımız ve uluslararası sözleşmelerin getirdiği sorumluluklara dikkati çekmesi açısından önemli diye düşünüyorum.

Cumhuriyetimizin ikinci asrına adım attığımız bir dönemde ülkemizde böylesine hassas bir alanda ihlallerin yaşanmamasını temenni ediyor ve hayat boyu bize rehberlik yapan vicdan ve empatisahibi eğitim neferlerimizin Öğretmenler Gününü kutluyorum.