Hava Durumu

ÖZDER: Branşıma dokunma çağrısı

Yazının Giriş Tarihi: 31.05.2020 08:51
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.05.2020 08:51

ÖZDER... Bu kısaltmayı kullanan iki sivil toplum kuruluşu var. İlki, Özel Öğretim Derneği. Biz bu dernekten uzak duralım. Tamamen duygusal (!) çünkü. Aynı kısaltmayı kullanan diğer STK ise Özel Eğitimciler Derneği... İşte bu derneğin yaptığı açıklama, bu haftaki konumuz. Aynı kısaltmayı iki dernek kullanabilir mi? Bence olmamalı. Bunun için bir düzeltme ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Şimdi gelelim asıl konumuza... Özel Eğitim Bölümü'nden mezun bir grup özel eğitim öğretmeni tarafından 2004 yılında İzmir Karşıyaka'da kurulan bir meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşu ÖZDER. Genel Merkez İzmir olsa da aralarında Bursa'nın da bulunduğu 11 şubesi ile 7 coğrafi bölgenin tamamına yayılmayı başarmışlar. Derneğin amacı ise şu sözlerle özetlenmiş: Ülkemizde özel eğitim alanının, hizmet veren kurumların ve alanında çalışan bireylerin (özel eğitim öğretmenleri, akademisyenler) dünya standartlarında çalışmalar gerçekleştirebilmesi için; meslek tanımı, eğitimi, gelişimi, gerçek ve tüzel kurum ya da kişilerle işbirliği, toplumu bilinçlendirmek, gelişmeleri takip etmek ve mesleğin üyelerinin haklarını korumak ve savunmak için çalışmalar yapmak.

Farklı zamanlarda ÖZDER'in 'Branşıma Dokunma' başlıklı sosyal medya paylaşımlarına ve basın duyurularına denk gelmişsinizdir. Son olarak 29 Mayıs'ta Genel Başkan Sultan Taştan tarafından sosyal medya üzerinden bir açıklama yayımlandı. Bildirinin bir kısmını sizlerle paylaşıp sonrasında değerlendirmeyi birlikte yapalım:

Özel gereksinimli çocuklarımız, Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) bağlı resmi özel eğitim kurumları ve sınıfları ile kaynaştırma uygulamalarının yanı sıra özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde destek eğitim hizmetlerinden yararlanmaktadırlar. Son günlerde kamuoyunda özel gereksinimli çocuklarımızın destek eğitim hizmetlerinden yararlandığı özel özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde psikolog ya da psikolojik danışma ve rehberlik (PDR) mezunlarının sertifika eğitimleri alarak derslere girebileceği haberleri arasında mesleki alana ihlal ve kendi eğitimlerinin değersizleştirildiği hissini uyandırmıştır. Bunun yanı sıra öğretmenlik meslek etiği düşünüldüğünde özel gereksinimli çocukların Anayasa ile belirlenmiş alan uzmanları tarafından sunulan nitelikli eğitim alma hakkını savunmak, özel eğitim öğretmenlerinin mesleki örgütü olan Özel Eğitimciler Derneği (ÖZDER) açısından bir hak doğurmuştur. Özel gereksinimli çocuklarımıza sunulan eğitim hizmetlerinde kanıt temelli uygulamaların ve değerlendirmelerin yanı sıra tüm hizmetlerin çocuklarımız için genellenebilir ve sürdürülebilir olması son derece önemlidir. Bunun yanı sıra özel gereksinimli çocuklarımıza hizmet sunan özel eğitim öğretmenlerinin aile eğitimi konusunda da yeterli olması gerekmektedir. Tüm bu yeterlilikler düşündüğünde özel eğitim bölümlerinde özel yetişmiş personel ve programlar aracılığıyla sunulan lisans eğitimiyle kazanılan bu bilgi, beceri ve yeterliliklerin sertifika programlarıyla kazandırılması mümkün değildir.

Tüm benliğimle açıklamaya katıldığımın altını çizmek isterim. Yorum bölümüne geçmeden açıklamayı sosyal medya ya da herhangi bir platformda paylaşırken, tam erişilebilir olmasına ÖZDER olarak dikkat etmenizi tavsiye ediyorum. Sizin de çok iyi bildiği gibi, fotoğraf olarak paylaşılan bildirimlere bazı engel grupları erişemiyor! Eğitim alan özel gereksinimli öğrenci sayısında meydana gelen artışla birlikte bu çocuklarla çalışacak öğretmen gereksinimi de artmaktadır. Hızlı bir şekilde artış gösteren bu öğretmen ihtiyacını karşılamak amacıyla dünya genelinde ve ülkemiz özelinde geleneksel öğretmen yetiştirme programlarına alternatif olarak farklı öğretmen yetiştirme uygulamalarına yer verildiği görülmektedir. Bu çalışmaların dünyadaki örneklerini inceledim, çok detaylandırmak istemiyorum. Ama en göze batan sertifika programları ile özel eğitim öğretmeni yetiştirmenin ne kadar yanlış olduğunu tıpkı değerli hocalarımın yaptığı gibi vurgulamak istiyorum. Farklı branşlardan mezun öğretmenlerin özel eğitim öğretmenliği sertifikası verilerek alana hizmet etmelerinin önünü açmak, başta özel gereksinimli bireyler ile ailelerine saygısızlık ve temel hak gaspıdır bana göre. Alanın adı bile 'özel' kelimesiyle başlayan bu durumu alandaki açığı bahane edip, hala atanamayan özel eğitimciler varken halk eğitim kurslarına benzer şekilde sertifikalandırmak; bilime, akla ve gerçekçiliğe aykırıdır. Ailelerin de bu durumlardan ne kadar rahatsız olduğuna dair tarafıma ulaştırılan resmi ve özel kurumlarla ilgili sayısız şikâyet olduğunu da ayrıca belirtmek isterim.

Özel çocuklar ile özel eğitimciler çalışmalı, sertifikalılar değil! Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "Eğitimde feda edilecek tek bir fert yoktur" sözünü de hatırlatarak, gerçek(!) özel eğitimci dostlarımı selamlıyor ve ben de 'Branşıma Dokunma!' diyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.