Hava Durumu

‘Sevgi her engeli aşar’ yalanından vazgeçin

Yazının Giriş Tarihi: 08.12.2025 08:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.12.2025 08:03

Değerli okurlarım, uzun yıllardır engelli ve dezavantajlı gruplarla ilgili yazılarımı sizlerle paylaşıyorum. Yaklaşık 20 yıl da engelli sivil toplum kuruluşunda yöneticilik yaptım ve dönemin 13 yılı yönetim kurulu başkanı olarak geçti. 2005 sonrası, engellilik konusunda ülkemizde önemli çalışmalar yapıldı ve hızı yavaş da olsa devam ediyor. Bu çalışmaların hepsine ‘doğru’ diyemeyiz elbette. Eksiği, doğrusu, yanlışı vs. olsa da alan hep hareketli kaldı. Bu hareketliliğin en yoğun dönemleri, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası ve 3 Aralık Dünya Engelliler Günüdür. Bu özel gün ve haftalarda toplumun herkesimi; resmi, sivil fark etmeksizin engelli dostu mesaj ve etkinliklerle sözüm ona (!) engelli sorunlarına önem verdiklerini gösterip fotoğraf ve video paylaşımlarıyla ‘Biz daha duyarlıyız’ filmini izletiyor. Sayısı az da olsa gerçekten bilinçli ve yıl boyu farkındalığını devam ettirenleri tenzih ediyorum. Bu çalışmaların özellikle son zamanlarda 'Sevgi her engeli aşar', 'En büyük engel sevgisizliktir' gibi yalanlarla da desteklendiğini ifade etmek istiyorum. Değerli okuyucularım, bu 'sevgi' yalanının neden boş söylem olduğunu anlatayım.

Ülkemizde engelli ve engelli yakınlarının sorunları çığ gibi. Bu sorunlar; engel grubuna, yaş aralığına, yaşanılan yere, ulaşılan hizmetlere, ailenin sosyo ekonomik yapısına, toplumsal ve yönetsel duyarlılığa göre değişkenlik gösterebiliyor. Hâl böyleyken kendi asli görevlerini tam manasıyla yapmayan ve bu eksikliklerin üstünü örtmek için farkındalık günlerinde 'sevgi' sözcüğünün içine sığınıp mottoyu dayatarak insanları uyutmaya çalışıyorlar. Üstüne üstlük bir de bu günde kutlama (!) mesajları havalarda uçuyor.

Dünyada kabul görmüş farkındalık günleri, aslında yetkililerin ‘hesap verme’ günüdür. Engellilerin tüm hak ve özgürlüklerden tam ve eşit şekilde faydalanmasının önüne set olan yöneticilerin mesajları yok niteliğindedir.

Bakın, kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Bu koca bir yalan ve samimiyetsiz söylemdir. Bu ifadeleri engeli yaşayan bireyler ve aileleri zaten kabul etmiyor. Nedeni ise; tüm hak ve özgürlüklerden eksiksiz yararlanması gereken yani toplumda herkes gibi insanca yaşam hakkı olan bireyin kabul görmemiş halidir engelliler… Engellilik, bir duygu problemi değil, kimlik, hak, eşitlik ve erişilebilirlik meselesidir. ‘Sizi çok seviyoruz!’ Eee? Sevme! Çünkü sevdiğin zaman benim eksik kalan eğitim hakkım tamamlanmış mı oluyor? Almam gereken ama tam olarak alamadığım sağlık hizmeti tamam mı sayılıyor? Kaldırımdaki engeller kalkmış mı oluyor? Çalışmayan sesli anonslar devreye mi giriyor? Rapor zorlukları mı ortadan kalkıyor? Okuldaki uzman öğretmen eksiği mi gideriliyor? ‘Benden sonra çocuğum ne olacak’ korkusunu mu sonlandırıyor? Hak ettiği halde engelini bahane edip mülakatta elenmelerini mi engelliyor? Metro duraklarında bozuk asansör nedeniyle bir durak daha fazla gitme çilesini mi çözüyor? Şiddete maruz kalan engelliyi mi koruyor? Her yıl yapılan ve bilinen engelli sorunları toplantılarından çıkan sonuçlar mı dikkate alınıyor? İlaç, ortez, protez ihtiyacı mı gideriliyor? Sosyal alanda tuvalet sorunu mu çözülüyor? Mobbinge uğrayan çalışanın hakkını mı koruyor? Benzeri soruları arttırmak mümkün.

Demek ki işin içerisine duygusallık katarak hiç bir sorunu çözmek mümkün değil. Kendinizi ve engelli bireyleri kandırmaktan vazgeçin. Onları seven aileleri, arkadaşları, eşleri, çocukları, sevgilileri ve dostları var zaten. Sizin sevgi sözcüğünüz karın doyurmuyor. Sevgi gösterecekse bırakın gerçek sevgisini hissettikleri bunu yaşatsın. Siz işinizi yapın. Sevgi yerine onlara saygı duyup haklarını verin. Eşit hak ve yaşam koşulunu düzenleyin.

Sevgi pıtırcığı söylemler masum görünse de engelliliği sınav, kader, acıma, korku, özel olma üzerinden izah eder. Bu dil, sistemin sorumluluğunu görünmez hale getirir. Aslında meselenin kaynağı, sistemin ve uygulayıcıların ta kendisidir. Toplumsal gerçeği tam olarak görüp kabul etmeden sistemi ve uygulayıcıları düzeltmek mümkün değildir. Eşit vatandaşlık haklarına ve insan onuruna yakışan bir yaşam için yetkilileri daha samimi bir şekilde işlerini yapmaya davet ediyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.