Geçen hafta Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde (SCÜ) gerçekleştirilen ‘Zihindeki Engelleri Aşmak’ adlı programa konuşmacı olarak katıldım. ‘Ozanlar diyarı’ güzel kentimiz Sivas, gerçekten bu mevsim ayrı bir güzel oluyor. Teknik konulara girmeden bu detaya dikkatinizi çekmek istedim.
Yazımın başında üniversitenin Spor Bilimleri Fakültesi'nden bahsedip programın detaylarına geçmek istiyorum… SCÜ Spor Bilimleri Fakültesi; engelliler alanında birçok ilke imza atan, engelli bireylere kucak açan ülkemizin önde gelen akademik birimleri arasında yer alıyor. Görme engellilerin ana spor branşı goalball, SCÜ Spor Bilimleri Fakültesi sayesinde tüm illere oranla halk tarafından bilinirliği en yüksek noktada. Fakültenin antrenörlük bölümü, uzmanlık alındıktan sonra 3. Kademe Goalball Antrenörü Belgesini ülkemizde veren tek akademik birim özelliğine sahip. Bunun yanında yine görme engelliler futbol antrenörleri de burada yetişiyor. Görme engelli sporuna önemli destek veren SCÜ Spor Bilimleri Fakültesi; akademik hizmetin yanında tüm engel gruplarından yetiştirdiği öğrencileriyle Avrupa, Dünya ve Paralimpik şampiyonlukları ve madalyalarla ülke sporuna hizmeti kusursuz şekilde yerine getiriyor. SCÜ ve Spor Bilimleri Fakültesi'nin bu onurlandıran başarısında emeği geçenlerini kutluyor, devamını diliyoruz.
Gelelim katıldığımız programa… Engelliler Haftası dolayısıyla Danışmanlığını Doç. Dr Mücahit Fişne'nin, Başkanlığını ise Fatma Tuğrul'un yaptığı Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Spor ve Akademi Topluluğu çok özel bir organizasyona imza attı. ‘Zihindeki Engelleri Aşmak’ adlı seminerde görme engelli bireylerinde yer aldığı özel grupla bir araya gelindi. Sporun birleştirici ve dönüştürücü gücüne hep birlikte tanıklık ettik. Bu etkinlik; engellerin yalnızca fiziksel olmadığını, zihinsel bariyerlerin de sporun enerjisiyle aşılabileceğini göstermek için hayata geçirildi.
Peki, bu etkinliğin yapılmasının arka planında neler öne çıktı? Sorularımızı topluluk üyeleri adına Başkan Fatma Tuğrul yanıtladı:
“Amacımız, görme engelli bireylerin spor aracılığıyla kendilerine olan güvenlerini artırmalarına ve toplumsal ön yargıları kırmalarına destek olmaktı. Spor, sadece fiziksel bir aktivite değil; aynı zamanda bireylerin kendilerini ifade etmelerine, sınırlarını zorlamalarına ve toplulukla bağ kurmalarına olanak tanıyan bir araçtır. Görme engelli bireylerin ağırlıkta olduğu bu etkinlikte, onların potansiyellerini keşfetmelerine ve ‘engelli’ etiketinin ötesine geçmelerine olanak sağlamak istedik. Toplumda engellilikle ilgili farkındalığı artırmak ve herkesin eşit şartlarda hayallerine ulaşabileceğini göstermek, bu etkinliğin temel motivasyonuydu.
Görme engelli bireylerin katılımıyla gerçekleştirilen çeşitli spor aktiviteleri ile zihindeki engellerin nasıl aşılabileceği gözler önüne serildi. Örneğin, sesli yönlendirmelerle yapılan koşu ve takım oyunları; katılımcıların hem fiziksel, hem de zihinsel sınırlarını zorlamalarına olanak tanıdı. Bir katılımcının, "İlk kez bir yarışta koştum ve bitiş çizgisini geçtiğimde kendimi yenilmez hissettim!" sözleri, sporun dönüştürücü etkisini özetliyordu.
Spor, sadece fiziksel hareketle sınırlı kalmadı. Aynı zamanda katılımcılar arasındaki dayanışma ve güven duygusunu da pekiştirdi. Takım etkinlikleri, görme engelli bireylerin diğer katılımcılarla iş birliği yapmasını sağladı ve bu süreçte herkes birbirinden bir şeyler öğrendi. Engellerin sporla aşılabileceğini görmek, sadece katılımcılar için değil, organizatörler ve izleyiciler için de ilham vericiydi.
Sonuç olarak; etkinlik bize bir kez daha gösterdi ki engeller, zihinde başlar ve zihinde biter. Spor, bu engelleri aşmak için güçlü bir araçtır. Çünkü o, bireyleri fiziksel ve duygusal olarak güçlendirirken toplumu bir araya getirir. Bu etkinlik, görme engelli bireylerin potansiyellerini ortaya koymalarına olanak tanıdı. Hepimize, kararlılık ve dayanışmayla her türlü engelin aşılabileceğini hatırlattı.”
Kusursuz bir programın konuğu ve konuşmacısı olmaktan ve toplumsal farkındalığı olağanüstü yüksek öğrenci kardeşlerimle aynı havayı teneffüs etmekten onur duydum. Sivas'ın görme engelliler adına duayen ismi Sefa Gülbil ağabeyim ve yine görme engelli sporuna çok büyük hizmetleri olan Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Mahmut Karakollukçu hocam ile aynı sahneyi paylaşmak çok keyifliydi. Dekan Prof. Dr. İlhan Otağ ve fakültenin çok değerli hocalarının katılımı da çok kıymetliydi.
Başından sonuna kusursuz geçen programın görünmez mimarı ve konuk olmamda vesile olan, görme engelli sporuna büyük hizmetleri geçmiş çok değerli Doç. Dr. Mücahit Fişne hocama en özel teşekkürü iletiyorum. Diğer yandan ‘Sultan Şehir’ Sivas’a adım attığımız andan itibaren Anadolu'nun misafirperverliğini iliklerimize kadar hissettiren ve programın kusursuz geçmesini sağlayan; Fatma Tuğrul, Yakup Can Kurt Alperen Öztürk, Esmanur Zeynep Yıldırım, Aleyna Gülüm, Arda Furkan Kaya, Rumeysa Mercimek ile Sivas'ın görme engelli sporunda önemli yükünü çeken Nilüfer ablaya da çok teşekkür ediyorum.
Bir teşekkürü de programda bizi yalnız bırakmayan Paris 2024 Paralimpik Oyunları'nda ülkemize gümüş madalya kazandıran sevgili Abdullah Kayapınar kardeşime gönderiyorum.
Umarım... Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, diğer üniversitelere örnek olur.