Taşın altına elinizi koyun

Kısa süre önce Bursa'da özel bir halk otobüsünün şoförü, bakanlıktan verilen ücretsiz seyahat kartı bulunan engelli çocuk ve babasını hakaret ederek otobüsten kovdu! Hafta içi sürekli gün-demde kalan haber, yetkilileri harekete geçirdi ve otobüs şoförüne ceza kesildi.
Aslında her gün bu tip durumlar engelli ya da diğer bireylerle, otobüs şoförleri arasında yaşanıyor. Ben iki yönden olaya bakacağım... İlk olarak yurtiçinden gelen günübirlik ve zamanlı turistler, Terminal'den şehir merkezine ulaşabilmek için toplu taşıma araçları veya taksileri kullanmak zorunda. Dolayısıyla sizin şehrinize gelen yabancının ilk muhatabı şoförler oluyor. Aradaki iletişim, geri dönüş zamanında şehirle ilgili hislerin yüzde 70'ini oluşturur. Sürekli yolculuk eden bir birey olarak bunu net şekilde ifade edebiliyorum.
Olumlu ya da olumsuz düşünceler, seyahat edecek kişilerin o şehirle ilgili fikirlerinde direkt etkili oluyor. O zaman bu konuda ivedilikle bir eğitim programının hayata geçirilmesi gerekiyor. Sizler bu eğitimi vermediğiniz zaman bu tablolarla çok daha karşılaşacağız. Neden mi? Zaten siz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın verdiği kartı tanımadığınızı söylüyorsunuz. BURULAŞ engelli ulaşım kartını şart koşup, 15 TL ücret ve bir de kota koymuşsunuz. Hatta bu kartı çıkarırken engelli raporu istiyorsunuz, ulusal kartı kabul etmiyorsunuz. Aylık araç başına 700 TL Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'nden ücretsiz biniş parasını da alıyorsun. Herkes zafer şarkıları söylüyor, şoför ceza aldı diye. Neden bu vakalar sürekli oluyor? Demek ki eğitim verilmiyormuş.
İkinci boyuta geçelim... Engelli kardeşimize ve babasına yapılan davranışın yanlışlığını konuşmayacağım. Çünkü bunun elle tutulur hiçbir yeri yok. Bilecik'ten sosyalleşmesi için evliyalar ve hoşgörü şehri güzel Bursamıza gelen güzel insanlar mutsuz şekilde geri döndüler. Bursa şehri bu duruma kayıtsız kalmadı ve gereken tepkiyi göstererek, kamuoyunu oluşturdu. Fakat yapılan, sadece şoförün cezalandırılması karşısında duygusal tatminden öteye geçmedi.
Bizler ülke olarak ne kadar merhametli ve acıma duygusunu üst düzeyde yaşasak da, engelli bilincinden yoksun yaşamaya devam ediyoruz. 2005 yılından sonra engellilere yönelik çok güzel atılımlar yapıldı, bunları inkar eden taş olur. Peki, tek sorun engelliler miydi? Hayır 'engelSİZsiniz!' Evet sağlıklı bireylere engelli bilincini vermediğiniz için, bu yönde çaba göstermediğiniz için, engelli STK'larını hiçe saydığınız için, engellilerin siyaset üstü olduğunu kabul etmediğiniz için...
Engelli sorunları geneldir. Pozitif ayrımcılık değil sadece fırsat eşitliği verilmeli. Gelişmişlik ölçütlerinden birisi sokaklarda, caddelerde, gezen, dolaşan, engelli bireylerin varlıklarıdır. Avrupa şehri dediğimiz Bursamız bunu ne kadar başarabiliyor? 'Şu belediye bunu yaptı', 'Bu belediye bunu yaptı' diye bu sorunları aşamayız. Başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Altepe olmak üzere, Osmangazi Belediyesi Başkanı Mustafa Dündar, Nilüfer Belediyesi Başkanı Mustafa Bozbey, Yıldırım Belediyesi Başkanı İsmail Hakkı Edebali olmak üzere tüm başkanları Bursa'daki engelli sorunlarının çözümü ve engelli bilincinin topluma anlatılması noktasında bir platform oluşturmasını hayal ediyorum.