Hava Durumu

Utanç raporu-2

Yazının Giriş Tarihi: 12.07.2020 08:38
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.07.2020 08:38

Geçen haftaki yazımda uluslar üstü en büyük yapı olan Birleşmiş Milletler'de gündeme getirilen ve insanlık adına utanç verici tespitlerle dolu rapordan bazı öne çıkan noktaları aktarmıştım.
Engelli kız ve kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüz olayları hakkında Kadına Karşı Şiddet BM Özel Raportörü Dubravka Simonovic'in bilgi toplamak için BM sayfasında yayınladığı 25 soruya ülkemiz adına verilen çarpıcı yanıtlar olduğunu ifade etmiştim. Engelli Kadın Derneği, Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği ile Van İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği'nin 2013'ten günümüze kadarki süreçte ülkemizde yaşanan utanç verici olaylara yönelik yanıtları içeren ve Simonovic'e gönderilen raporda geçen hafta aktardıklarım dışında başka çarpıcı noktalar da var. Bu yazımda da o iç açıcı tespitlere yer vereceğim.

Rapora göre ülkemizde yaşayan her yaştan ve her engel grubundan kadınlar şiddet ve istismara maruz kalabiliyorken tecavüze maruz kalanların çoğunun zihinsel engelli oldukları belirtiliyor. Engelli kadınlara yönelik şiddet, taciz ve/veya tecavüz vakalarında faillerin daha çok aile içinden ya da sosyal çevreden olduğu da vurgulanıyor.
Engelli kadınların daha çok izole edildikleri merkezlerde ve o merkezlerdeki görevlilerce şiddete maruz kaldıkları da önemli bir tespit. Birçok vakanın da soruşturma aşamasına gelmeden dosyasının rafa kaldırıldığı da vurgulanmış. Yaptırımların caydırıcı olmayışının şiddet sarmalının devamını sağladığı da diğer bir can alıcı nokta.
Yine toplu tecavüz vakalarında daha çok zihinsel, işitme ve konuşma engelli kadınların hedefte olduğu da raporda yer alan utanç verici bir diğer nokta. Bu adice yapılan saldırılar sonrası engelli kadınların hamile kalması ve kürtaj konusunun ortaya çıkmasının da apayrı bir sorun olduğu da vurgulanıyor. Ayrıca mağdur kadınların ailelerinin hemen hepsinin, bu insanlıktan nasibini almamış yaratıklar tarafından ölümle tehdit edildiği de kaydediliyor.

Derneklerin yöneticileri BM'ye verdikleri raporda ellerinde şiddet, taciz ve tecavüz rakamlarının gerçeği yansıtmadığını daha da fazla sayıda olduğunu paylaşmış. Bunun nedeni olarak da bu tür vakalar ve verilen cezalarla ilgili sağlıklı bir veri bankasının olmaması gösteriliyor. Kamu idaresindeki kurum ve kuruluşların bu tür vakalarla ilgili veri paylaşımına yanaşmaması da eleştiriliyor.

Engellilerin kaldıkları merkezlerdeki mağduriyetlerin araştırılamaması, soruşturulamamasının arka planında, sivil toplum kuruluşları ve profesyonel kurumların süreçlere dahil edilmemesi olduğu vurgusunu da atlamayalım.

Rapor ve ilgili görüşte vurgulanan birçok nokta olsa da ilgili sivil toplum kuruluşlarının bu tür iddialar gündeme geldiğinde yürütme ve yargı organlarının başlattığı süreçlere mutlak suretle dahil edilmesinin şart olduğu defalarca altı çizilerek ifade ediliyor. Keza bu sivil toplum kuruluşlarının istedikleri zaman, hukuk kuralları çerçevesinde engellilerin yaşadıkları merkezler ve ilgili kurumlardan şeffaflık ilkesi kapsamında gerekli tüm bilgi ve ve-rilere ulaşmalarının önünün kesilmemesi gerektiği de vurgulanıyor. Bu raporda utanç verici daha o kadar çok ayrıntı var ki anlatabilmek için kelimeler kifayetsiz kalır. İçimizi yakan, adice yapılan bu saldırıların önüne geçmek için kamu kurumlarının şeffaf olması ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla 'amasız' yüzde 100 işbirliği yapması gerekiyor. Aksi halde engelliler ve ailelerinin hayatta karşılaştıkları adaletsizlikler yetmiyormuş gibi ucunda korku, dehşet ve çaresizlik olan uçurumdan atlamalarına seyirci oluruz. Taşın altına elleri koymanın zamanı geldi de geçiyor bile!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.