Hava Durumu

Bozkır ile yeşil savaşında Kıratın süvarisi Demirel

Yazının Giriş Tarihi: 20.06.2025 08:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.06.2025 08:02

Türk siyasetinin en farklı isimlerinin başında 9. Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel gelir.

Demirel’in vefatının 10. Yıl dönümüydü geçtiğimiz Salı günü (17 Haziran) fakat ona yakışır bir şekilde maalesef anma programı yapılmadı.

Cumhurbaşkanlığı Demirel’in Isparta İslam Köyündeki kabrine çelenk sundu Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hakkı Susmaz tarafından, ayrıca Demirel ailesi, TBMM Genel Sekreter Yardımcısı Naim Çoban, Isparta Valisi Abdullah Erin, CHP Isparta Milletvekili Yalım Halıcı, Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen ve çok sayıda vatandaş programa katıldı.

Süleyman Demirel’i anlatmak aslında Cumhuriyeti anlatmak anlamına geliyor, çünkü Demirel nesli Kurtuluş Savaşı kahramanlarının yetiştirdiği ilk nesildi.

29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edildiğinde Sami Süleyman Gündoğdu Demirel bir yıl sonra 1 Kasım 1924 tarihinde Isparta’nın Atabey ilçesinin İslam Köyünde dünyaya geldi.

Demirel o dönem kendi köyünü tarif ederken “Elektrik yok, su yok, insan karanlıkta kalır ama aç kalamaz, başaklar kuruduğunda sadece köylü aç kalmıyordu hayvanı da aç kalıyordu” demişti.

Demirel nasıl bir ülkeye doğdu?

1927 verilerine göre Anadolu’nun hali;

Nüfus yaklaşık 13 milyon köyde yaşayanların sayısı 11 milyonu buluyordu. Anadolu’nun 40 bine yakın köyü var 37 bininde okul, telefon ve bakkal dükkânı yok. 30 bine yakın köyde cami yok, traktör ve biçerdöver zaten hiç yok, 2 binden fazla köyde sığır vebası var, ayçiçeği ve şeker üretimi yok, pirinç ithal, Anadolu’nun sadece 5 bin hektarı sulanıyor. Halk arasında salgın hastalıklar almış başını gitmiş 1 milyondan fazla insan frengi, 3 milyona yakın sıtma hastalığı vakası var, 3 milyondan fazla verem hastası var ortala yaşam süresi %4o civarı.

Verilerin tamamını internetten okuyabilirsiniz kısacası yoksulluk ve geri kalmışlık hat safhada.

Cumhuriyet neslinin ilk mezunları 1945-1950 yılların arasında üniversitelerden mezun oldular, bu mezunların arasında 1949'da İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesinden inşaat yüksek mühendisi olarak mezun olan Süleyman Demirel’de vardı.

Demirel mezun olduktan sonra 1950 yılında Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğünde proje mühendisti olarak çalışmaya başladı. Kurum daha sonra sulama ve elektrik konularında araştırma yapmak için ABD’ye gönderildi. 1953 yılında Seyhan Barajı inşaatı başladığında Demirel proje mühendisi olarak göreve başladı.

Demokrat Partinin iktidarda Adnan Menderes başbakandı ve Demirel çalışkanlığı ile önce Daire Başkanı bir yıl sonra Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne getirildi 1960 askeri darbesiyle görevinden ayrıldı serbest mühendislik ve ODTÜ’de dersler verdi.

Demirel’in gerçek manada siyasete girmesi 1964 yılında Demokrat Parti yerine kurulan Adalet Partisiydi, gerçi 1962 yılında AP Genel İdare Kurulu seçilmişti ama iki yıl aktif siyasetten uzak kaldı “Şapkasını alıp gitti” sözü o günlere aittir.

1965 genel seçimlerinde Adalet Partisi birinci parti olurken Demirel 41 yaşında Türkiye'nin 12. başbakanı oldu. Başbakanlığı döneminde Demirel hep kırsal kesime yönelik projeleri hayata geçirmeye çalıştı, çünkü Demirel kalkınmanın kırsaldan başlaması gerektiğine inanıyordu.

Demirel o günleri “Biz yoksulluğun fukaralığın ne olduğunu biliriz, biz henüz tanesi dolmadan kurumuş başakların arkasından geldik, bu başaklar kurumamalıydı ona su lazımdı ve bizim kavgamız bozkırla yeşilin kavgasıydı. Bozkırı yeşile çevirmeliydik” sözleriyle anlatmıştı. Bu yüzden barajlar kralı ve baba unvanlarını aldı diyebiliriz, o yüzdendir Demirel kırsal kesimden daha çok oy alarak siyaset hayatını devam ettirdi, Türk köylüsü Demirel’e karşı hep vefalı oldu.

Demirel’in bozkır ve yeşille savaşı aslında Anadolu’nun medeniyet savaşından başka bir şey değildi, ikinci büyük mücadelesi hep demokrasi için oldu, çünkü askeri muhtıra ve darbe ile görevden uzaklaştırıldı ama yılmadı tekrardan TBMM’de ana muhalefet, iktidar ortağı başbakan ve cumhurbaşkanı oldu.

Ömrünün son yıllarında demokrasi ve konuşan Türkiye hayalini anlattı fakat malum çevreler onu hep çoban sülü olarak anlattılar, fakat o nesil öylesine yokluk içerisinde doğdu ki medeniyeti önce doğdukları köylerine getirdi.

Cumhuriyetin kurucularına ve ilk nesillerine selam olsun, ruhları şad mekânları cennet olsun.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.