Gazeteci Fatih Altaylı’nın tutuklanmasından ardından programlarında kullandığı koltuk demokrasinin ana muhalefet konumuna getirildi gazeteciler tarafından.
Türk basını bir ilki yaşıyor diyebiliriz yan yana gelmeyecek gazeteciler tüm egolarını bir kenara bırakarak Fatih Altaylı’nın bıraktığı boş koltuğa bir bir misafir olarak hem Altaylı’ya destek oluyorlar hem de Türkiye’nin gündemini değerlendiriyorlar izlenme rekorları kırarak.
Altaylı’nın boş koltuğunun geçtiğimiz hafta Cuma günü konuğu Türkiye’nin en çok okunan gazetecisi Yılmaz Özdil’di. Özdil bir videosunda “Fatih Altaylı ile hiçbir konuda anlaşamayız ama Fatih’in mesleğinde para ile işi olmamıştır olmaz da” demişti, Altaylı’da sosyal medya hesabından teşekkür etmişti.
İki duayen gazeteci aynı çatı altında veya aynı ekrana birlikte hiç çıkmadılar ama mesleki ahlak ve ilke konusunda bir birilerine hep saygılı oldular, Özdil tatiline ara vererek İstanbul’a geldi ve Altaylı’nın boş koltuğuna oturdu yorumlarını yaptı.
Neden bu örneği verdim?
Çünkü neredeyse son on beş yılda gazetecilik meslek olmaktan çıkarıldı da ondan ve mesleki dayanışma zaten azdı iyice bittiği için. Önceleri gazeteci cemiyetleri vardı sadece ve ağırlıkları vardı her dönemde lakin sonraları egolar ve kaprisler öylesine zirve yaptı doğal olarak önce fraksiyonlara sonra yandaşlığa bölündü.

Bu gün ne kadar cemiyet veya dernek bilmem ne kadar şube var saymaya kalksak üç yüzden fazladır, bu bölünmüşlük ilk siyasetçilere yarıyor, medya kuruluşun varsa ya muhalefet veya yandaş olacaksın yoksa ekonomik olarak yaşama şansın yok gibi.
İşte bu dengeyi alt üst eden Fatih Altaylı oldu tutuklanması ile iyi mi?
Altaylı tutuklandı ve Onlar TV gazetecileri Barış Yarkadaş, Timur Soykan, Şule Aydın, Barış Terkoğlu ve Murat Ağırel zaten Altaylının stüdyolarını kullanıyorlardı şimdi Altaylı’nın özel yaptığı programları sunuyorlar yine rekorlar kırarak.
Altaylı’nın tutuklanmasından sonra oluşturduğu enerjinin içinde basın meslek örgütleri yok zira Altaylı’nın sarı basın kartı da ve hiçbir gazeteci meslek örgütüne üyeliği de ama en çok izlenen gazeteci. Tablo bu olunca üç yüzden fazla basın meslek örgütünün olmasının bir önemi olabilir mi?
Evet, olur mesele menfaat için kara riyakârlık ise bal gibi oluyor halkın haber olma özgürlüğü veya tarafsız basın hamasetinin tümü büyük bir yalandan ibaret. İnternet ortamında kim ne kadar okunuyor, hangi gazete ne kadar satıyor, kim en çok okunuyor veya izleniyor bilgisine ulaşmak çok basit, sonuçları gördüğünüzde gördüklerinize inanamazsınız.
Bir düşünün sözde en büyük kanalların izlenme oranlarına etki eden kadın programları ve eski Yeşilçam filmleri en başta Kemal Sunal filmleri iyi mi?
Günlük gazetelere gelince bir zamanlar milyon baslı yapan gazeteler şimdilerde yüz bin sınırına yaklaşamıyor toplu alımlar olmasına rağmen ve Sözcü gazetesi açık ara birinci durumda, yerelde yazılı basın ise can çekişiyor resmi ilan ve belediyeler olmasa tamamına yakını arkalarında bir sermaye yoksa kapanır.
Günün revaçta haber ağı haber internet siteleri oralarda durum diğerlerin farklı değil ama Youtube’de durum biraz farklı, işini laikiyle yapanlar ekonomik bağımsızlıklarını kazandıkları için basın mesleğinin hakkını veriyorlar o yüzden en çok izlenenlerin ilk sıralarında onlar var.
Örnek mi?
Fatih Altaylı, Cüneyt Özdemir, Yılmaz Özdil, Nevşin Mengü gibi isimleri ilk sırada sayabiliriz, bu isimlerin izlenme oranları ana akım medyadan fazla.
İşte bu yüzden Türk basınında ilkler başlığını koydum ve bu gerçek şuan halkın istediği muhalefeti yapıyor hem de ana muhalefetin önüne geçerek, aslında bir basın devrimi yaşanıyor günlük hayatımızın her anında diyebilirim.
Mesleğini laiki ile yapan gazeteci meslektaşlarıma selam olsun iyi ki varsınız.