Ceren Damar davası ve avukatın savunma sınırı

Akademisyen Ceren Damar'ı öldüren öğrencisi Hasan İsmail Hikmet hakkında 21.02.2020 tarihinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken Türkiye'nin gündemine aslında sanık avukatının savunması damga vurdu.
Davanın karar duruşmasında sanık avukatı Vahit Bıçak'ın savunmasında dile getirdiği "Sanık neler yapabilirdi de yapmadı; bunu açıklayacağım. Sanık elindeki silahla kantine girip birçok kişinin üzerine boşaltmamıştır. Boşaltabilirdi ama yapmadı. Odalarına gidip öğretim görevlilerini de taramamıştır. ...Sanık maktulenin cinsel taleplerine boyun eğmek zorunda kalmıştır. Sanık cinsel saldırı suçunun mağduru olmuştur. Maktulenin doymak bilmeyen arzu ve hırslarına karşı sanık, psikolojik bunalıma girmiş, tedavi görmüştür.... Sanık maktulü korkutmak için bıçağı çıkarmıştır." gibi beyanları oldukça tepki çekti.
Sanık avukatı Vahit Bıçak'ın savunmasında yukarıda yer alan ifadelerinin ardından değerlendirilmesi ve üzerine konuşulması gereken hususun bir avukatın savunmasının sınırlarının ne olması gerektiği olduğunu düşünüyorum.

Asıl olan savunma hakkının kutsallığı olup bu husus ceza yargılamasının en temel ilkelerindendir. Fakat savunma hakkının kutsallığı, dokunulmazlığı ve ifade özgürlüğü asla avukatın temsil ettiği tarafın çıkarlarını korumak amacıyla maksadını aşan, karşı tarafın kişiliğini delilsiz ve somut vakıalara dayanmayacak şekilde hedef alan ve hatırasını rencide edecek beyanlarda bulunabilmek olarak yorumlanamaz.

Avukatlık Kanunu'nda belirtildiği üzere avukatlar yüklendikleri görevi mesleğin kutsallığına ve onuruna yakışır şekilde yapmakla mükelleflerdir.

Savunmanın yukarıda belirttiğim şekilde sınırı aşması halinde avukatın beyanları hem disiplin suçu teşkil edebilecek hem de cezai sorumluluğu gündeme gelebilmektedir. Vahit Bıçak hakkında Ankara Barosu tarafından disiplin soruşturması başlatılması bu durumun en güncel örneği.
Sanık Avukatı Vahit Bıçak'ın savunmasında geçen yukarıdaki beyanları yoruma mahiyet vermeden aslında bir savunmanın nasıl yapılmaması gerektiğini özetliyor. Bu minvalde Adalet Bakanımızın da dediği gibi kazanma uğruna her yolun meşru olmadığını, avukatların daha mesleğe başlarken ettiği yemini unutmadan ve cenazesi başında Ceren Damar'ın eşinin de dediği gibi önce iyi bir insan olunması gerektiğini tekrar tekrar hatırlamakta fayda var.
Esenlik dolu haftalar dilerim.