Hava Durumu

1919, Mayıs’ın 19’u

Yazının Giriş Tarihi: 20.05.2022 07:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.05.2022 07:58

“Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıktı.”

İlk kez 7 yaşında duyarız bu cümleyi. İlkokul birinci sınıfa giderken. Sonra defalarca kez daha duyarız. O tarihte hep o cümleyi söyleriz. Bir slogan gibi.

Fakat unutmamalıyız ki; bu yalnızca bir cümle değil, bir varoluşun ve dirilişin vesikasıdır.

Bu, kaderimizin bir dönüm noktası, bağımsız ruhumuzun en büyük yeminidir.

Bu, üst bir aklın hayali, devrimci bir fikrin eylemidir.

Bugün, o limana demir atan yalnızca bir vapur değil, sert bir yumruğun güçlü bilekleridir.

Bugün, tarihin bize asla boyunduruk takamayacağını yazdığımız o müthiş tarihtir.

Gencinden yaşlısına tüm Türk milletinin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun!

***

Mustafa Kemal, 6 Mart 1937’de, Ankara’da eğitim gören Bursalı gençlerle, katıldığı 'Uludağ Gecesi’nde buluşmuştu. Afet İnan, dönemin Ekonomi Bakanı Celal Bayar da oradaydı. Ve Atatürk, gençlere yorgun düştüklerinde onlardan neler beklediğini, ne yapmaları gerektiğini anlatıyordu:

“Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Sizler, yeni Türkiye’nin genç evlâtları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Ben bu akşam buraya, yalnız bunu size anlatmak için gelmiş bulunuyorum. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize, durmadan, yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız. Şimdi çocuklar eğleniniz…”

Mustafa Kemal konuşmasının ardından yerine oturmuştu ki, bu kez salonda bulunan gençlerle birlikte herkes ayağa kalktı ve Gençlik Marşı’nı söylemeye başladı.

“Güneş ufuktan şimdi doğar,

Yürüyelim arkadaşlar.

...”

Başbuğumuz büyük bir gururla marşı dinledi ve sonra yeniden ayağa kalkarak bu kez de Samsun’a çıkarken içinde bulunduğu durum hakkında gençlere seslendi.

“Arkadaşlar! Ben 1919 senesi Mayıs’ı içinde Samsun’a çıktığım gün, elimde maddî hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevî bir kuvvet vardı. İşte ben, bu ulusal kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım. Samsun’dan Anadolu içlerine kırık bir otomobille gidiyordum. Yanımda öteden beri yardımcılığımı yapan Salih ve Cevat Abbas’tan biri bulunuyordu. O kırık otomobil Anadolu yollarında ilerlerken ben daima düşünür ve yardımcıma şimdi sizin şakıdığınız şarkıyı söyletirdim. Ben, Türk ufuklarından bir gün mutlaka bir güneş doğacağına, bunun hareket ve kuvvetinin bizi ısıtacağına, bundan bize bir güç çıkacağına o kadar emindim ki, bunu sanki gözlerimle görüyordum. O şarkıyı okutup tekrar ettirmekten amacım, Türk’ün bu güneşi doğunca başarılı olacağını anlatmaktır. Bu sebepledir ki, demin söylenen şarkı benim on sekiz senelik bir anımı tazeledi.”

***

Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla yorulmazlar!

Ne mutlu Türk’üm diyene!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.