Hava Durumu

Anayasa Mahkemesi parmak iziyle mesai takibini hak ihlali saydı!

Yazının Giriş Tarihi: 21.04.2022 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.04.2022 08:00

Anayasa Mahkemesi 10 Mart 2022 tarihli kararıyla parmak izi sistemi ile mesai takibi yapılmasının hak ihlali sayılacağına hükmetti!

Ulusal yargının en üst basamağı olan Anayasa Mahkemesi kamu ve özel tüm işyerlerini yakından ilgilendirecek çok önemli bir karara imza attı.

Buna göre artık işyerleri, çalışanlarının mesai saatlerine uyup uymadıklarını parmak izi sistemi kullanarak kontrol edemeyecek.Sebebi ise özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması.

Söke Belediye Başkanlığı bünyesinde devlet memuru olarak çalışan bir vatandaş işyerinde parmak izi sistemi ile mesai takibine başlanıp kendisinin parmak izinin de bu sisteme kaydedilmesi üzerine 2016 yılındaKuruma verdiği bir dilekçeyle parmak izinin kaydedilmesine ve parmak izi sistemiyle mesai takibi yapılmasına itiraz etmiş ve bu uygulamanın kaldırılmasını istemiş, itirazının reddedilmesi üzerine ise Aydın 1. İdare Mahkemesi’nde dava açarak işlemin iptalini istemişti.

Gerekçesi ise kişisel verilerin kayıt altına alınması uygulamasının özel hayata saygı hakkına ilişkin Anayasal güvencelere uygun olması gerektiği, parmak izi okuma sistemiyle her insanda kendine özgü olduğu bilinen ve kişisel veri kapsamında kalan parmak izinin bir sisteme kaydedildiği, bu sistemin çalışabilmesi için Kurum bünyesinde çalışan personelin parmak izlerinin bir yerde depolanması gerektiği, kayıt altına alınan ve depolanan verilerin ne şekilde kullanılacağı ya da bu kayıtların başka kişi ya da kurumlarla paylaşılıp paylaşılmayacağı konusunda Kurumun dahi bir garanti veremeyeceğini söylediği, bu uygulamanın yapılmasının özel hayatın gizliliği bağlamında değerlendirilmesi gerektiği, kendisinin ve diğer personelin anılan uygulama için rızalarının alınmadığıydı.

Mahkeme davanın kabulüyle idari işlemin iptaline karar vermişse de istinaf incelemesi sonucu İzmir Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava DairesiSöke Belediye Başkanlığı’nın istinaf talebini haklı bulmuş ve vatandaşın davasının kesin olarak reddine karar vermişti.

Tüm iç hukuk yollarını tüketen ancak olumlu netice elde edemeyen vatandaş ise son çare olarak Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru’da bulundu.

KİŞİSEL VERİ NEDİR? ''PARMAK İZİ'' KİŞİSEL BİR VERİ MİDİR?

Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere kişisel veri -belirli veya kimliği belirlenebilir olmak şartıyla- bir kişiye ilişkin bütün bilgileri ifade etmekte olup bireyin adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi sadece kimliğini ortaya koyan bilgileri değil; telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, öz geçmişi, resmi, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, sağlık bilgileri, genetik bilgileri, IP adresi, e-posta adresi, alışveriş alışkanlıkları, hobileri, tercihleri, etkileşimde bulunduğu kişiler, grup üyelikleri, aile bilgileri gibi kişiyi doğrudan ve dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm veriler kişisel veri kapsamındadır.

Kanun, özel nitelikli kişisel verileri tek tek saymış ve işlenmesini genel nitelikli verilere göre çok daha sıkı koşullara bağlamıştır. Biyometrik veri de bir kişinin diğer şahıslardan ayrılmasını ve bizzat kişinin kimliğinin tanımlanmasını sağladığından ve bu kişiye ait bir biyolojik ve davranışsal bilgi içermesi nedeniyle önemine binaen özel nitelikli kişisel veri olarak kabul edilmiştir. Parmak izinin de sadece o kişiye ait olan ve kişinin kimliğini doğrudan tanımlamaya yarayan fizyolojik bilgi içerdiği, bu bağlamda biyometrik veri olduğu açıktır.

Danıştay içtihatları, Kişisel Verileri Koruma Kurulu kararları ve hepsinden önemlisi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları başvurucu lehineydi.

Gerçekten de bu bir hak ihlaliydi ve bu ihlalin ortadan kaldırılması gerekmekteydi.

Konuyla ilgili olarak Danıştay İdariDava Daireleri Kurulu bir kararında “...ilgililerden kişisel veri alınması niteliğinde olan ‘parmak izi taraması’nın, ‘özel hayatın gizliliği’ kapsamında bulunması karşısında ‘uygulamanın sınırlarını, usul ve esaslarını’ gösteren bir yasal dayanağının bulunmaması, toplanan verilerin ileride başka bir şekilde kullanılamayacağına dair bir güvencenin mevcut olmaması göz önüne alındığında, yukarıda belirtilen temel haklar ve Anayasal ilkeler ile uluslararası sözleşme kuralları ile bağdaşmayan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüne...”ifadelerine yer vermişti.

İşte o Bireysel Başvuru’nun sonucu geçtiğimiz ay belli oldu.

Anayasa Mahkemesi’nce yapılan inceleme neticesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda genel olarak devlet memurlarının çalışma saatleri ile günlük çalışma saatlerinin başlama ve bitme saatlerinin tespitine ilişkin düzenlemelerin mevcut olduğu ancak çalışanınmesaiye devam durumunun kontrolü ve bu amaçla özel nitelikli (parmak izi gibi) kişisel verilerin işlenmesine ilişkin açık bir düzenlemenin olmadığı görüldü.

5393 sayılı Kanun’da da özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesine yönelik herhangi bir düzenleme mevcut değildi.

Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, başvurucunun özel nitelikli kişisel verilerden olan parmak izinin işlenmesi dair rızasının olmadığı, çalışanın mesaiye uyumunun kontrolünde biyometrik verilerin işlenmesinin ve kullanılmasının anılan kanunlar ile açıkça öngörülmediği hususları dikkate alındığında başvuruya konu müdahalenin kanunilik şartını sağlamadığı ve bu sebeple başvurucunun Anayasa’nın 20. Maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerinin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.