Boşanma kararı alanlara altın tavsiyeler

Dünya genelinde pandemi kabul edilen koronavirüs salgınının şimdilik bittiğini düşünürken bu sürecin bazı eşler arasındaki ilişkileri bir hayli olumsuz etkilediğini ve bu sebeple boşanma davalarında hatrı sayılır bir artış yaşandığını söyleyebiliriz.

Türkiye’de çoğu ailede eşlerden en azından biri çalışmakta ve çalışma saatlerini pek tabii işyerinde geçirmektedir. Tarafların günün belli saatlerinde ayrı kalmak zorunda olması ise evlilikleri olumlu etkilemekte, her saniye birlikte olmanın doğurduğu birtakım sıkıntıların önüne geçmektedir.

Ancak malum koronavirüs salgını sebebiyle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de işyerleri uzun bir süre kapalı kaldığı için eşler günün tamamını aynı ortam içinde ve birlikte geçirmek durumunda kaldılar. Hem alışılmışın dışında 24 saat bir arada olmak hem de salgın sebebiyle bir an için dahi evden ayrılamamak çiftler arasında birtakım bunalımlar ve çatışmalar yaşanmasına sebep oldu.

Boşanma davalarının sayısının hızlıca artmasıyla birlikte bu davalarda nelere dikkat edilmesi ve hangi hataların yapılmaması gerektiğini bugün sizler için kaleme aldım.

1) “ARZUHALCİ”DEN UZAK DURUN

İlk tavsiyem şüphesiz arzuhalci yani dilekçecilerden uzak durmanız olacaktır.

Hukuk bilgisi olmayan ve profesyonel desteğe ihtiyaç duyan vatandaşın yine hukukla hiçbir alakası olmayan alelade bir arzuhalciye dava dilekçesi hazırlatması bırakınız yardım almayı aksine mutlaka hak kayıpları yaşanmasına sebep olur. Hukukçu olmayan ve hukuk eğitimi görmemiş birisinin hukuku biliyormuş gibi davranarak sizin adınıza dava dilekçesi hazırlaması maalesef kötü sonuçlara yol açacaktır.

Dilekçeciler yazdıkları dilekçeler ile telafisi mümkün olmayan sonuçlara sebep olabilmektedirler. Sizlerle arasındaki ilişki herhangi bir vekalet sözleşmesine de dayanmayacağından meydana gelen sonuçlardan sorumlu da tutulamayacaklardır.

Eğer davanızın takibiyle ilgili profesyonel destek almak istiyorsanız mutlaka bir avukatla görüşmeniz gerekir.

2) PROFESYONELLİKTEN KAÇMAYIN

İnternet çoğu konuda hayatımızı kolaylaştırsa da hukuk konusunda asla profesyonel bir yardımcı değildir. Nasıl ki hastalığınıza internetten teşhis koyup tedavisini Google üzerinden gerçekleştiremiyorsanız davanız ile ilgili süreci de internetle yürütemezsiniz.

Boşanma davasını profesyonel yardım almaksızın açabilir ve hatta sonuna dek takip edebilirsiniz. Bu bir tercihtir. Ancak hak kaybına sebep olmamak ve kazanma olasılığınızı yüksek tutmak için bir destek alacaksanız, bu mutlaka bir hukukçu desteği olmalıdır.

Arzuhalciler yalnızca söylediklerinizi kâğıda dökerler, fazlası tek bir şey yapmaya dahi yetkili değildirler!

3) USUL KURALLARINA DİKKAT EDİN

Her davanın bir esası olduğu gibi bir de usulü olduğu asla unutulmamalıdır. Usul öyle bir müessesedir ki her daim esastan önce gelir. Sizler dava açarken veya dava görülürken usuli bir zorunluluğu göz ardı eder veya yanlış uygularsanız davanızda haklı dahi olsanız mahkeme yargılamayı aleyhinize sonlandırır.

Elinizde davayı kazandıracak delilleriniz olabilir ancak bu tek başına yeterli değildir. Yargılamaya ilişkin usul ve prosedürlerden birinde hata yapmanız davanızın reddedilmesine ve hatta bir daha aynı sebeple dava açamamanıza neden olabilir.

İnternetten bulunan matbu dilekçelerle yola çıkmak ve profesyonel bir destek almadan bu yolda yürümek usuli yönden birçok hata yapmasına sebep olacaktır. Süreler, tebligatlar, dilekçe aşamaları, delillerin sunulması ve daha birçok şey davanın usulüyle ilgili örnek gösterilebilir.

4) DELİLLERİNİZİ BELGELENDİRİN VE DOSYALAYIN

Tanık delili gibi bazı delillerin duruşma öncesinde yazılı veya basılı hale getirilmesi mümkün değilse de mesaj, görüntü, paylaşım gibi delillerin basılı hale getirilmesi gayet tabi mümkündür.

Davada lehinize olacağını düşündüğünüz delillerinizi mutlaka öncesinde belgelendirmeli, dosyalamalı ve saklamalısınız.

Delillerinizi ileride mahkemeye sunmak üzere hazır bulundurmak sizler için büyük bir kolaylık olacaktır.