Hava Durumu

Eşler arasında "özel hayatın gizliliği"

Yazının Giriş Tarihi: 28.10.2021 08:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.10.2021 08:12

Özel hayat; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamını içerir. Bu nedenle, kamuya açık alanda bulunulması, bu alandaki her görüntü veya sesin dinlenilmesine, izlenilmesine, kaydedilmesine, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterildiği anlamına gelmez.

Kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, "kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik" prensibi geçerli olup, kamuya açık alandaki kişinin, gün içerisinde yapıkları, gittiği yerler, kiminle niçin, nasıl, nerede ve ne zaman görüştüğü gibi hususları tespit etmek amacıyla sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş bilgileri ya da onun başkalarınca görülmesi ve bilinmesini istemeyeceği, özel yaşam alanına girdiğinde şüphe bulunmayan faaliyetleri özel hayat kavramı kapsamına dahildir; ancak, süreklilik içermeyen ve özel yaşam alanına dahil olmayan olay ve bilgiler ise bu kapsamda değerlendirilemez.

Sonuç olarak, bir olay ya da bilginin, özel hayat kavramı kapsamına girip girmediği belirlenirken, kişinin toplum içindeki konumu, mesleği, görevi, kamuoyu tarafından tanınıp tanınmadığı, dışa yansıyan davranışları, rıza ve öngörüleri, içinde bulunduğu fiziki çevrenin özellikleri, sosyal ilişkileri, müdahalenin derecesi gibi ölçütler göz önüne alınmalıdır.

Kişiye bağlı ve onun kişisel gelişimiyle ilgili olan özel hayatın gizliliği hakkı, evlilikle tamamen ortadan kalkmaz. Tarafların evli olmaları ve aynı konutu paylaşmalarından dolayı birbirlerinin kişisel eşyalarına ve özel yaşam alanına giren hususlara kolayca ulaşabilme imkanına sahip bulunmaları, eşlerin hiçbir sınır olmaksızın birbirlerini sürekli gözetleyebileceği ve denetleyebileceği şeklinde yorumlanamaz.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/5170 K. sayılı kararında konuyla ilgili şöyle hüküm kurmuştur:

"...resmi nikahlı eşi olan şüphelinin 7 aydır ayrı yaşamalarına ve boşanma aşamasında olmalarına rağmen gittiği yerlerden ve yaptığı işlerden haberdar olmasından dolayı kuşkulanan şikayetçinin, kız kardeşinin eşi adına kayıtlı olup, kredi borcunun kendisi tarafından ödenmesi nedeniyle sahibi olduğunu beyan ettiği ve kullanmakta olduğu .... plakalı aracın sağ ön yolcu kısmının torpido alt kısmına kayıt cihazı ve ayrıca GPRS yerleştirildiğini fark edip, şikayetçi olması üzerine başlatılan adli soruşturma kapsamında, şüphelinin kolluk görevlilerince alınan; "... plaka sayılı araç bana aittir, bu aracın indiriminden faydalanmak için araç ruhsatı bacanağımın üzerine yapılmıştır, benim müdürlüğünü yaptığım taşıma şirketinin benzin istasyonları ile anlaşmaları vardır, bu aracımızın da bu anlaşmalardan yaralanması için araca araç tanıma sistemi taktırdım, bu araç tanıma sistemi takılan araçlara şirket uygulaması gereği Gprs cihazı takılmaktadır, eşim ile aramızda sorun başlayıp boşanma aşamasına gelince ben eşimden parasını ödediğim bana ait olan aracı istediysem de eşim getirmedi. Araç içerisinde bulunan ses ve görüntü cihazı ile bir alakam yoktur, kimin tarafından ne amaçla takıldığından da haberim yoktur." biçimindeki ifadesini müteakip, Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca, "Resmi nikahla evli oldukları anlaşılan müşteki ile şüphelinin arasındaki ihtilafa konu olan .... plakalı aracın mülkiyeti konusunda anlaşmazlık bulunduğu gibi halen evliliklerinin de devam ettiği, dolayısıyla bu süreç içerisinde müştekinin eşinin yanında özel hayatın söz konusu olamayacağı" gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüpheli ile şikayetçi arasında İzmir 14. Aile Mahkemesinin 2018/257 esasına kayden görülmekte olan boşanma davası bulunduğu gibi, iddia olunan suç tarihinde tarafların fiilen ayrı yaşadıkları da anlaşılmakla, özel hayatın gizliliği hakkının evlilikle tamamen ortadan kalkmadığı nazara alınarak, anılan boşanma dosyası soruşturma dosyası arasına alınıp incelenerek, 14.06.2018 tarihli tutanağa göre üzerinde takip cihazı ile kayıt cihazı bulunduğu tespit edilen .... plakalı aracın tescil kaydının temini ile aracın kime ait olduğu, iddia olunan suç tarihinden önce ve sonra fiilen kimin kullanımında olduğu, kayıt cihazının kim ve kimler tarafından hangi tarihte araca yerleştirildiği araştırılıp, gerektiğinde tescil kay-dına göre araç sahibi görünen kişi de dinlenil-mek suretiyle toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, iddia ve savunmanın doğruluk derecesi açıklığa kavuş-turulduktan sonra şüphe- linin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekir-ken, eksik soruşturmaya ve yasal olmayan gerekçeye dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın belirtilen gerekçelerle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.