Hava Durumu

Türkiye’de “tehdit” suçu

Yazının Giriş Tarihi: 10.03.2022 08:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.03.2022 08:06

Tehdit suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre:

“Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde,
fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”

Hürriyete karşı suçlardan tehditte korunan hukuki değer kişilerin huzuru, güvenliği ve esenliğidir. Bu suçla amaçlanan kişilerin korkusuz, endişe duymadan, huzur içinde ve emniyet duygusuyla yaşamasının sağlanması iç huzurunun bozulmasının ve karar verme hürriyetinin engellenmesinin önüne geçilmesidir.

Tehdit, zorlayıcı ya da önleyici nitelikte olabilir. Zorlayıcı nitelikteki tehdit, bir kişiyi belli bir şekilde davranmaya ikna etmek amacıyla gerçekleştirilirken; önleyici nitelikteki tehdit ise kişinin eylemini engellemek amacıyla gerçekleştirilir.

Tehdit eden kişinin amacı, tehdit ettiği kişiyi, kullandığı tehdit vasıtasıyla bir şey yapmaya veya yapmamaya zorlamaktır. Kısacası tehdidin amacı muhatabın özgür tercihlerini etkileyip, tehdit eden kişinin istediği gibi davranmasını sağlamaktır.

Tehdit, failin iradesine bağlı olarak gelecekte meydana gelecek olan kötülüktür. Eğer gelecekte meydana gelecek kötülük yoksa tehdit yoktur. Örneğin, uyarı niteliğine sahip “bisikletime zarar verseydin seni öldürürdüm” sözü gelecekte meydana gelecek bir kötülük olmadığından tehdit suçu gerçekleşmez. Nitekim Yargıtay, uyarı niteliğindeki bir sözün tehdit suçunu oluşturduğundan bahisle hüküm veren yerel mahkemenin kararını bozmuştur.

HUZURSUZLUK VE KORKU VERMELİDİR

Bir fiilin tehdit sayılabilmesi için öncelikle o fiilin mağdurun iç huzurun bozmaya ve mağdurda korku uyandırmaya elverişli olması gerekir. Öyleyse arkadaş arasında sohbet sırasında “dayak istiyorsun” tarzında samimiyete dayanarak söylenen sözler Ceza Kanunumuz kapsamında tehdit olarak değerlendirilmeyecektir. Nitekim bu sözler mağdurda korku uyandırmamaktadır.

Ayrıca fiil, belli bazı değerlere karşı tehdit içeriyor olmalıdır. Bu değerler, kişinin kendisinin veya yakınının hayatı, vücut veya cinsel dokunulmazlığı yahut malvarlığıdır. Bunun dışında bir değere yönelik gerçekleştirilen fiiller tehdit sayılmayacaktır.

MAĞDURUN YAKINI KAVRAMI

Tehdit konusu kötülük, mağdura değil de bir üçüncü şahsa yönelik de olabilir. Kısaca mağdur, bir yakınına zarar vermekle tehdit edilebilir. Bunun için tehdit içeren davranışın mağdura duyurulması yeterlidir.

Ancak adı geçen üçüncü şahıs, mağdurla akraba olmasa dahi aralarında çokça yakın ilişki olması gerekir. Aksi halde mağdura yönelik işlenmiş bir tehdit suçundan söz edilemeyecektir.

YARGITAY AYRIMI BELİRLEDİ

Sanığın, müştekinin telefonuna gönderdiği mesajlardan birisinde “Ama artık bitti Berat bu gece kendi canına kıyacak” şeklindeki sözlerin, müştekiye yönelik bir tehdit unsuru içermediği, diğer mesajda geçen “Ben karakoldayım rahatladın mı şerefsiz, elbet bu cezam bitecek” şeklindeki sözlerin ise sair tehdit suçunu oluşturabileceği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile TCK’nın 106/1-1., 43. maddelerinin uygulanması suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.