1 Temmuz'da normalleşirken!

Hep korkum şu virüs sürecinde ötesi oldu.
Normal algımızı abartıyoruz.
2 gün sonra sokağa çıkma yasağı..
Şehirlerarası kısıtlamalar kalkıyor.
Tüm işyerleri, sinemalar açılıyor.
Düğünlerde katılımcı sınırlaması olmayacak.
Tek umudum ve avuntum bu dönem artan aşılama oranlarımız.
Kısmi ve kapanma dönemlerinde elimizde aşı stoku yeterli olsaydı, Haziran-Temmuz- Ağustos aylarını daha erkenden kurtarmış olabilirdik.
Sadece anlamaya çalıştığım.
Ve zorlandığım şu aşı karşıtlığı.
Senaryosu çok, oynayanı da..
Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği korona gerçeğinde mutlaka bu işin en çok kazananları aşı firmaları.. Teknoloji bilişim yazılım şirketleri.
Online satış yapanlar...
Hatta Netflix bile toplum evde olunca bu işi ciddi paraya çevirdi.
Bu da serbest piyasa ekonomisinin gerekleri..
Birileri hep kazanacak!
Ama şunu söyleyin..
Bu virüsle, illetle mücadele etmek için 'aşı'dan başka çözümü olan var mı?
Varsa eyvAllah. Yoksa kapasın herkes çeneseni..
Toplumu aşı olmamaya örgütlemeyi ben de 'şarlatanlık' olarak görüyorum.
Sağlık Bakanlığı'nın uygulama ve yöntemlerinde hekimler zaman zaman bilgi eksikliğini eleştirse de genel öneri hep 'akıl-bilim' oldu.
Meseleleri siyasallaştırdık mi içinde boğulur kalırız.
Ve umarım 1 Temmuz normalleşmesi sonrasında da boğulmayız.
Bakın Avustralya' ya.
Sidney'in salgının "en korkunç" zamanlarından birini geçirdiği ve çok daha fazla insanın, Delta varyantıyla enfekte olduğu açıklandı. İnsanlar marketlere hücum etmiş..
2 haftalık kapanma başlıyor.
Aman dikkat gözünüzü seveyim..

İBRAHİM BURKAY'dan UYARI

Bu arada yeni bir düzenleme olur mu yakında görürüz.
Yazımda bunu da atlamak istemiyorum.
Kısa çalışma ödeneği, işten çıkarma yasağı ve ücretsiz izin desteği uygulamaları da sona eriyor.
Ekonomik sosyal boyutu çok yönlü tartışıldı, Tartışılıyor da.
Bu sona erişi yakın bir dostum...
"Şimdi işçi kıyımlarına bak sen. Hem bahane hem mecburiyet olacak" diye yorumlarken..
Bir aile büyüğümünde ironisi şuydu.
"Bahaneyle pandemi de utanır o da sona erer belki "
Gerçi bu virüs çok utanmaz arlanmaz, herşey beklenir.
Yazımın dipnotu da BTSO Başkanı İbrahim Burkay'ın bir hatırlatması olacak.
Diyor ki Başkan...
"Kaybedecek vakit yok, hızla üretime odaklanmalıyız. Bu süreçte çalışma günlerinin resmi tatillerle birleştirilmesi üretimi, ihracatı ve ticareti olumsuz etkileyecektir."
Haksız mı?