A Aaaaaaaaaaaaa!

Bu ülkede malzeme çok. Yazmak isterseniz...
Hatta yazabilirseniz.
Tam bir ironizmle iç içe kalırsınız.
"salgına rağmen tıklım tıklım' kongre salonlarını doldurmaktan tutun...
Devlet ajansı AA'nın Japonya'da esnafın sorunlarını dinlemesine..
Çiftçinin elindeki akıllı telefon kriterlerine..
Gazete manşetlerinde market davranış kuralları öğretene kadar...
Hepsine söyleyecek çok söz buluruz...
Ama sen bilmem kaç bin km uzakta 'Japon esnafı virüs yüzünden zor' durumda diye haber yapıyorsan...
O zaman 'bir dakika' deriz...
Çünkü bu, günlerdir bağıran, her pazartesi kendini anlatmaya çalışan milyonlarca esnafa sövmek gibi...
Kıyafet satıcısı Ojima..
Kafe işletmecisi Şef Yukimori..
Ülkenin popüler pirinç krakeri "Senbei" satıcısı Toyona...
Manav Hamana...
Anlatmışlar sorunlarını....
Sen bunları bırak da bizim işletmeciler..
Hakan, Neslihan, Turgay, Alev, garson Ahmet'e kulak ver...
Yırtınıyorlar kendilerini anlatmak için...
Bugün pekala salonlar kongrelerde dolarken.. Uçaklarda koltuklar yoğunken, pistlerde kayılırken.
HES koduyla bu mekanların açılması kadar normal bir şey yok...
Elbet bunun net yorumunu, olurunu olmazını bilim insanları yapmalı...
Akşam haberlerde izledim yine..
Sabahın körü, metro, dolmuş, minibüsler ne mesafesi herkes üst üste kucak kucağa ..
Sağlık Bakanı sürekli uyarırken..
Virüs salonlarda, toplu taşımada olmuyor da bu işletmelerde mi oluyor..?
İronilik malzeme çok...
Üstelik salgında 'mart' ayına dair uzmanlar varyant virüs uyarıları yaparken inanın beynim yandı...
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Esin Davutoğlu Şenol hocayı dinliyorum...
Anlayana, anlamayana tek tek tane tane aktarıyor...
Şu uyarısının da altını önemle çiziyor sosyal medyasında.
"Hızla aşılamaya kadar, epidemiyolojik yöntemler ile baskılamayı sürdürüp , virüsün dolaşımını azaltmak durumundayız"
Haksız mı?
Ayrıca 24'te kaleme aldığı 'Ummak ile ölmek arasında' ki yazısındaki..
Princeton Üniversitesi'nden, bir epidemiyolog ve popülasyon biyoloğu olan, Bryan Grenfell'in çok yerinde metaforu ile...
"Bu bir orman yangını. Orman yangının sürmesi ve yangının büyümesi için yanmamış odunlara gerek vardır."
'Ya da tam olarak orman yangını yanmamış odun kalmayıncaya kadar sürer diyebiliriz.' yorumuna katılmamak mümkün mü?
Derler ya, 'ağanın sözünün üzerine söz olur mu?' Ben de derim ki !
'Hocanın sözünün üzerine söz olur mu?'