Ahhh Goebbels ahhhhh!

Yalan!

En babasını beceririz...

Dolan!

Ooooo ustasıyız bayılırız hele ki arkadan dolanmaya...

Dalavere!

En önde gideriz bunu yaparken...

Üçkağıt!

Direkt kitabını yazarız...

Neden bahsediyorum?

Herkes kendince üstüne alınabilir.

Hiç itirazım yok.

Çünkü şu sözünü ettiğim konu başlıkları mutlaka bir yerinden bulaşmıştır paçamıza...

Kendimizden bir şeyler buluruz ...

Hiç mi yalan söylemedik hayatta?

Aynaya baksak burnumuz uzar.

Pinokyo dolanıverir arkamızdan..

Üstüne yazıveririz en üçkağıdından bir dalavere senaryosu.

En basiti bu.

Hele ki bugünlerde.

Önümüze her konulana öyle bakarken..

Bazen acıyorum gülünecek hallerimize.

Resmen tünel kazıyoruz hayatın ta içine.

Hatta direkt içine ediyoruz bu al takke ver külahlarla.

Oncası...

Bir yığını el açarken yukarıya kime inanacağımı şaşırdım.

Kimin duası makbul.

Aklım fıtık olmuş...

İnce ince vuruyor belime.

Sanırım malum gündem bana da kafayı yedirdi...

Yandım anam diyeceğim...

Derken de düşüneceğim...

Çünkü birilerine göre hâlâ ülke çiçek bahçesi..

Kime neye inanacağımızı şaşırdık.

Tarkan konuşurken yandaş'ı topa tutarken.

Candaşı bodoslamasına dalarken..

Bizim mutlaka bir yerlerimize pamuk tıkayıverirler!

Ne alaka neyin satırları bunlar derseniz...?

Onca şey yaşanırken, çok şeyi de gözden kaçırıyoruz!

Ahhh Goebbels ahhhhh...