Avrupa'nın tavşanı olmayalım!

Avrupa Birliği Türkiye ilişkilerinde gerçekçi olalım...

AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in Türkiye'yle ilgili..

"Bana Türkiye'ye yaptırımdan söz etmeyin. Biz Türkiye'ye el uzatmaya, Boğaz'a bir köprü kurmaya karar verdik" sözlerinin biraz arkasına bakalım.

Avrupa başından buyana Türkiye'de, adalet, insan hakları vb konuları hep ön planda tutuyor.

'İki tarafın birbirine ihtiyacı var' sözlerinin altında yatansa çok açık.

Suriyeli sığınmacılar.

O yüzden göçü önleme adına atacakları her adımsa sadece bir parmak baldan öte gitmez.

Türkiye açısından da ihracat yaptığımız AB ülkelerine bakın ekonomik gerçeğimizi görürsünüz.

Türkiye tam üyelikten yana...

AB ne yapıyor?

Gümrük birliği modernizasyonuyla iteliyor, öteliyor, oyalıyor.

Avrupa havucun biraz daha ötesine bakmalı. Oysa gerek İstanbul sözleşmesinden çekilme, gerek HDP'nin kapatmılma sürecinde bile anında devreye girip 'demokrasi' uyarısı yapan bir AB'den söz ediyoruz.

Peki Türkiye Avrupa'ya tam anlamıyla 'mülteci' kozunu kullanabilir mi?

'para verelim, baksınlar'ın maliyeti ortada.

Üzerine dolarla borçlanan ekonomi...

Eksi tartışmalarla merkez bankası rezervleri...

Sürekli değer kaybeden TL...

Yoğun hareket halinde ki döviz, altın piyasalarıyla, Avrupa'nın eline farklı kozlar vermeden hareket etmeli.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile Komisyon Başkanı Ursula Von Der Leyen 6 Nisan'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la buluştuklarında ne söyleyecekler?

Ne isteyecekler?

Virüsle boğuşan Avrupa yeni bir açmazla kaos yaşar.

İşte tam da bu durumda eldekini iyi kullanıp, kimsenin tavşanı olmayalım.

Borrell başından buyana akılcı söylemler içinde.

Stratejik düşünüyor, stratejik konuşuyor.

Fransa, Yunanistan zaman zaman Almanya birçok konuda diretirken..

Tam üyelik için hepsinin onayının gerektiğini kimse unutmasın...

Hiçbiri dostumuz falan değil...

Ülkelerin dostları değil çıkarları olacağına göre...

Avrupa yol haritamız için sağlam bir duruşa ihtiyaımız var.

Daha önce de çok gittik geldik. Görüştük. Bugün yarın dedik..

'Arupalıyız..Yakında' manşetleri attık, davul zurnalarla halay çektik.Sonra davul da tokmak da elimizde kaldı.