Bakan dayanmıyor, bakmayan göremiyor!

Önemli olan hep şudur. Bak ve gör.. Algıla ve uygula.. Aslında ikiside farklı unsurlar..Eylemler..
Nobel edebiyat ödüllü Portekiz'li yazar Jose Saramago'nun Körlük isimli kitabı çok şey ifade eder. Sunuş özeti de anlayana elbet..
Bakmakla görmek arasındaki farklı psikolojideki bir terim olan "algıda seçicilik" ile açıklamak mümkündür. Zira insan, algısı yönünde görür.
O gün gerçekten hiç modunuzda olmasanız bile daha önce okuduğunuz bir kitabın metroda karşınızda oturan bir kişi tarafından okunduğunu anında
görürsünüz. İnsanın zihninde bu aslında bir "fark etmek"tir. Fark etmek; görmektir.
Bakmak, en kısa tabirle vücudun bir işlevidir ancak görmek ruhun işlevleri arasında yer alır.
Maddi olan bakmaktır fakat görmek manevi bir şeydir. Sadece görenler fark eder; fark etmeniz için evvela görmeniz gerekir. Saramago "Körlük" metaforunu kullanarak liberal demokrasinin insanları
sürükleyeceği kaosu ustalıkla anlatmış. Kitapta hiçbir isimle öne çıkarılmayan karakterlerle tanışırken aslında felsefe, psikoloji, sosyoloji, din, devlet yönetimi, eşitlik, ayrımcılık, insan hakları, adalet, ahlak, iyilik, kötülük, bencillik vb. daha birçok kavram ve olguyu okuyoruz.
Kitaba dair çokça yorum var... Filmi bile çekilmiş.. Yazımın başlığında ki 'bakan dayanmıyor'u görünce siz elbet bilmem kaçıncı kez görevden alınan Hazine Maliye Bakanı odaklı sandınız ama. Değil..
elbet ben de derin kutsal Cuma ironisindeyim.
Ama yaşadığımız körlük bizi daha da açmaza sürükleyecek o kesin.
Hafta sonuna bu kitabı öneriyorum.
"Kitabı yazma fikri bir gün bir restoranda siparişimi beklerken geldi...Ya hepimiz bir anda kör olsaydık diye düşündüm." diyen yazar aslında ne çok şeyi anlatmış.. Keyifli okumalar iyi hafta sonları..

GÜNÜN SÖZÜ:

Bir kitapta altını çizdiğimiz yerler, doğrudan doğruya bize hitap eden yerler değil midir?

(Wolfgang Van Goethe)