Bartleby Sendromu’na az kaldı!

Bazen öyle şeyler yaşıyoruz ki... Tıkanmışlık sendromunun ötesinde elbette.
Şimde ne bu ‘Bartleby Sendromu’ değil mi?
Bugünkü yazım için pc’nin başına otururken kafamda bir çok konu vardı.
Sürekli daldan dala kondum. 
Bir baktım her gün ekonomi diyoruz...
Zamlar diyoruz.
Koronavirüs, pandemi diyoruz...
Ama ne dersek diyelim hiç bir şey değişmiyor.
Kafayı yiyorsunuz!
Sistemde yöneten bildiğini okuyor.
15 Şubat tarihli verilerde...
Sağlık Bakanlığı’nın güncel koronavirüs tablosuna göre, can kaybı 309, vaka sayısı 94 bin 730 olarak gerçekleşti. 
Koronavirüste bu tablo can kaybında rekor.
Başlıbaşına yazı konusu.
Fakat ne değişiyor ?
Önceki gün konu başlığımdı.
Önce bindirdiler, sonra indirdiler...
Dün gazetemizin internet sitesindeki “Fırsatçılığın böylesi!” başlıklı haberde yaşananları ortaya koyuyor. Detayı şöyle:
KDV indirimiyle birlikte fiyatların düşmesini bekleyen vatandaşlar, yapılan fırsatçılığın ardından artan fiyatlara sosyal medyada isyan etti. 
Fiyat artışının nedenini sorduğumuz market ve markaların açıklamaları ise “tesadüfün böylesi” dedirtti. Öyle ki maliyet artışından dolayı fiyatları zaten artıracaklarını, bunun KDV indirimi öncesine denk gelmesini tamamen tesadüf olarak yorumladılar.
Üstüne yoruma gerek var mı? Yine yazsan ne olacak?
Akşam da Bursaspor-Tuzla maçının son 6 dakikasında stadyumdan arayan bir yakınımın oğlunun öfkesine tanık olduğumda;
‘Al bir yazı konusu daha’ dedim kendime.
Sonra ekledim ‘İbrahim Yazıcı büyük başkanmış. Herkesin çok fırın ekmek yemesi lazım”
Nereden nereye. Takımda şehirde küme düştü düşüyor.
Çünkü sahasındaki 0-1 ‘lik mağlubiyet bir neden değil, her şeyi çok bilmenin sonucuydu! 
Siyasallaşmanın ve o ‘ben’ egosunun da.
Kaleme alsan ne olacak? Yine bildiklerini okuyacaklar.
İşte yaşanan onca şeyden sonra...
Başlığı ‘Bartleby Sendromu’nu koydum..
Bartleby sendromu, yazarlık hayatının zirvesindeyken susmayı tercih eden ve bir daha asla yazmayan, eser vermeyen yazarları nitelemek için kullanılıyor. 
Dünya gelinde 23 ünlü yazar var böyle.
Genelde yereldeki bir çok konuyu üst üste koyduğunuzda inanın bu sistem size bir gün bunu bile yaşatır.
Sonra ellerini ovuştururlar.
Ovuşturmayı bekleyen gruplarıyla.
Ama susmak yok.
Olanı anlatmaya, analiz etmeye, yorumlamaya devam.
Duvar da bir adım ötede...
Bakıp görebilene...