Ülkede ekonomik sendrom sürerken...
Gezi kararları.
Söylemler..
Devamında ne getirir?
Bu özellikle siyaseti, seçmeni nasıl etkiler?
Hemde 50+1 e ihtiyaç varken.
Kavala'ya müebbet hapis..
Devamında HDP süreci.
MHP'nin tavrı..
Cumhur ittifakının satrançta ki derin hamleleri.
Her ne kadar..
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, kararı "Türkiye hukuk devletidir, kimse yargının üstünde değildir" diye yorumlasa da..
Toplum bu konuda ikiye bölünmüş durumda.
Muhalefet kararları şiddetle eleştiriyor.
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'de.
Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri zaten iyi gitmezken..
Bu, iktidarın AB'yi çokta önemsemediğini gösteriyor.
Şunuda hatırlatayım..
Avrupa'da zaten çok şeyi askıya almış durumda. Sıfır güvenle yaklaşıyor.
Uyum sağlanacak diyaloglar oluşursa o da inanın sadece çıkar odaklı olur, o kadar.
Amerika'nın duruşu başından buyana belli.
Ayrıca siyasete, kurumlara karşı oluşan güvensizlik...
Beraberinde ekonomide süregelen istikrarsızlıkla tırmanmış durumda.
Bayram öncesi beklentilerine karşılık bulamayan emekliler.
Askıda ki EYT gerçeği..
Hepsini üst üste koyduğumuzda..
Çalışma Bakanı'nın 1 mayıs'ta yapmayı planladığı açıklamaları pek önemli kılmayabilir.
Çünkü gerçekten hayat şartları..
Kira, elektrik,su,gaz,ulaşım, çarşı pazar, raf fiyatları,ayaryakıt yüzde 100-200 arasında arttı.
Can yakan bu tablo telafi edilmediği taktirde...
Üzerine birde toplumsal kutuplaşmalar yüklenirse..
Mutsuz, umutsuz gerim gerim gerilmiş, bir fotoğraf ortaya çıkıyor.