Bu ülkede üç kadın daha öldürülürken!

Öyle yeni sene muhabbeti yapacak değilim..

Öyle bir 2020 yaşadık ki..

Berbat ötesi..

Sosyal, ekonomik, psikolojik derken..

16 bine ulaşan vefatlarla Koronavirüs'le tam bir kabustu..

Ve yarın yeni bir günü uyanacakken..

Umut elbet fakirin ekmeği...

Karamsarda olmayalım..

Ama...

İşte böbreklere kadar bir ama var...

En vahimi de... Yılın son gününe grirken..

Bir türlü önüne geçemediğimiz kadın cinayetleri...

Art arda üç katliam.

Akademisyen Aylin Sözer boğazı kesilip yakılarak öldürüldü..

Selda Taş silahla...

Vesile Dönmez pompalı tüfekle..

İsimler farklı ama sonuç hep aynı..

Bu cinayetler asla normalleştirilemez..

Beyin, ruh, kalp, mide bunu almaz, hissetmez...

Ve inanın dahada vahimi...

Artık bu kadınların öldürülmüş olmalarının ötesinde sebeplerle gündem oluyor..

Ya yakılacaklar..

Ya boğazları kesilecek... Ya bir varilin içinde bulunacak..

Ülkede bazı ebleklerde 'varile nasıl sığmış ki' diyecek kadar ahmak olacaklar.

İnsanın yazarken bile kanı donuyor..

Buna sebep olanlarda elleri kolları ortalıkta dolaşmamalı..

Dolaştırılmamalı..

Yeter artık..

Yer yerinden oynasın...

Cinsiyetçi terör, katiller, mateme bile izin vermeden arkası geliyor..

Bizde oturmuş..

Yüzyıllık bir savaşın sadece yılbaşlarında mola veren yorgun askerleri gibi, akrep ve yelkovanın durduğu bir su başında yaşamınızın bilançosunu çıkarmak istiyoruz..

Ne kadar yara aldık bu savaştan..

Anlamak için illa başımızamı gelmesi gerekiyor

Bakıp görebiliyormuyuz?

Sahi...

Kadınların bedeninden çıkan dumanlarıyla boğulmuşken...

Bu ülkede çocuk cinayetleri..

Bu ülkede kadın cinayetleri..

Bu ülkede tecavüzler biter mi?

GÜNÜN SÖZÜ:

Bir gün uyandığında, yapmayı isteyip de yapmadığın şeyler için zamanın kalmadığını fark edeceksin. (Paulo Coelho)