CHP'nin akil ağabeyinden İnce'ye açık ve ibretlik mektup!

Gerçekten okuduğum bu mektup, geçmiş dönemden bu yana Muharrem İnce ile özel diyaloglar kurmuş, CHP'nin politik sürecine önemli katkılar koymuş.

Naif, entelektüel, kırmayan, dökmeyen biri olarak tanınan Şahin Gençal imzasını taşıyınca...

"O da böyle düşünüyorsa ,İnce'nin adaylığı da çıkışlarıda gerçekten yanlış” olarak yorumladım bende.

Sola CHP'ye dair bir şeyler yazıp anlatacaksam her zaman fikirlerini aldığım,uzun uzun sohbet ettiğim bir birikimdir: Ansiklobedi gibidir Gençal.

İkisi de partilerinin 2000'li yılların başlarında başkanlarıydı.

İnce Yalova'da... Gençal Bursa'da...

İnce'nin milletvekilliği, gurup başkanvekilliği görevleri sonrasında parti içinde ki yükselişi,

hatta genel başkan adaylığı fikrini bile ilk paylaştığı,destek aldığı isimlerden Şahin Gençal, o dönemi şöyle aktarıyor mektubunda:

"Artık popülerdiniz. Çok konuşulan, partide geleceği olan bir siyasi figür oldunuz..Genel Başkanlık hayallerini kurmaya başladığınızda, bu düşüncenizi, ilk kez, benim ofisimde dile getirdiniz...Sizi, Balıkesir'e yolcu ederken,"Bu düşüncemi damadı olduğum kentte de dile getireceğim, bacanağımla da paylaşacağım" dediniz...2014 yılında Genel Başkanlığa aday oldunuz. Bu süreçte, rahmetli Haluk Pekşen ile, iki günlük Ege gezimizde, size gösterilen ilgi, genel başkanlık yolunda büyük umut vermişti...Bursa kurultay delegelerinin %90 nı size oy verdi..Bursa için, bu derece yüksek oy, tarihinde bir ilkti..Kurultayda 437 oy alarak büyük umut verdiniz..2018 yılı geldiğinde, parti sizi cumhurbaşkanı adayı yaptı...Cumhuriyet tarihinin en kalabalık mitinglerini yaptınız...Parti size, her türlü olanağı sağladı ve en üst makamı size layık gördü..."

İşte mektubun en can alıcı yeri de bu satırlardan sonra başlıyor.

"Kazanamayınca küstünüz ve partiden koptunuz. Yetmedi birde parti kurdunuz. Politikanızı, yüksek ego ve öfke ile sizi yetiştiren ocağa karşıtlık üzerine kurdunuz...Değerli kardeşim, Ülkenin ne büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu en iyi bilebilecek sizsiniz..Tarihsel bir sorumluluk sizin omuzlarınızda..."

Mektubun tüm satırlarını dikkatle okudum.

Hatta satır aralarındaki mesajların altını çizdim.

Muharrem İnce'ye dair ben de çok şey söylerim.

Ne var ki Şahin Gençal öyle tarihsel bir not düşmüş ki...Anlayana...

Aynen şöyle tamamlıyor tarihi mektubunu CHP'nin akil ağabeyi uyarılar yaparak.

"Bir tercih yapmak durumundasınız...Ya, parlak dönemlerinizle anılacaksınız veya Türkiye'yi yeniden karanlığa götüren bu sürecin bir aparatı olacaksınız...Bu inadınızdan vazgeçin...Bunca emeğinizi çöpe atmayın...Son sözüm, Siyasal tarih sizi icraatlarınızla kayda alacaktır...Toplumun yargısı elbette önemlidir..Ancak,..Değerli kardeşim,en önemli yargı, birgün senin torununun önemli bir mevkide ve çok başarılı bir konumda iken,halkın, "öyle ama, dedesi o dönemde, ülkenin kader  seçiminin kaybına neden olan adamdı".... diyeceklerdir...Halkın belleğine bu kazınacaktır...Asla sen bunu haketmiyorsun değerli kardeşim, haketmiyorsun...Dön, geri dön...Gönüller seni bekliyor..."

Gerçi bu hırs ego bastırılmış duyularla İnce ne yapacak belli olmaz.

Seçim gecesi 'adam kazandı' diyen...

Yılların dostunu dikkate alacak mı?

Yaptıkları sadece o hep bildik 'Rabbena hep bana' siyaseti.

Hele, 2.turda 'yüzde 60 oy alırım' düşüncesi.

Hangi aklın, zekanın ürünü inanın çok tartışılır.

Mektubun en anlamlı sözü...

“aparat”...

Ve o aparat, siyasi icraatıyla bence kaybetti.