Dayakçı öğretmenler ve liyakat!

Geçen hafta öğretmenin koridorda öğrenciye attığı tokadı izlerken..

Kan beynime toplandı..

Daha bunu atlatmadan...

Bu sefer Kadıköy'de bir başka ilkokul öğretmeninin öğrenciye şiddetine tanık olduk.

Birinin boğazını sıkıyor.

Diğerinin kulağına asılmış.

İyi ki bu çocuklar benim çocuğum değil.

Veliler öyle haklı ki..

Ama sonuç yok..

Olan öğrenciye oluyor.

Psikolojileri allak bullak. Yedikleri dayakla kalıyor..

Öğretmense, gözaltı sonra serbest..

Eğitimde bugün geldiğimiz nokta işte bu.

Elbet böyle birkaç kendini bilmez..

Liyakatsızla tüm eğitim camiasını eleştirmek, suçlamak haksızlık olur.

Tokat atan öğretmene inat...

Araya girip öğrenciyi kurtarmaya çalışan bir diğer öğretmenin tavrını da yürekten alkışlıyorum..

Tabii kapıda bakıp müdahale etmeyenler hariç..

Ama gördüğüm şu ki..

Kalite tamamen düştü..

Öğretmen atamalarından... İdareci atamalarına...

Görev değişikliklerine bir bakın.. Ne göreceksiniz?

Eğitime gerçekten öğretmenler yol haritası çizebilse, siyasetten o kadar uzaklaşabilecek.

Mümkün değil. Ama her süreç yönetiminin 'benim kadrom' hamlesiyle sonuç ortada.

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA)'nın 3 yılda bir yaptığı araşırmalara göre Türkiye'de öğrenciler matematik, fen bilimleri ve okuma-anlamada OECD ülkeleri arasında hep geride..2021'de matematiksel düşünce ve akıl yürütmeye odaklanan..

2024'te bilimi ön plana alacak PISA verilerinden yola çıkarsak yine diplerde dolaşacağız..

Sadece ilk ortaöğretimde değil ki!

Her ilde üniversite olsa da kaç rektörün kaç uluslararası makalesi var...

Her alanda liyakat yerine siyasallaşma ön planda olduğu sürece de bu böyle devam edecek..

Bir gün genç bir arkadaş hiç mesleki birikimlerinin olmadığı medya sektörüne ilişkin yüzüme bakıp..

"sizin döneminiz bitti, artık bizimki başladı" dediğinde sadece gülümsemiştim.

Aklımın bir kenarına da yazdım bunu..

Bugün geldiğimiz sonuca baktığımda...

Asıl yorumlarımı daha sonra yapacağım...

Çünkü her alanda başlayan devrin sonuçları açık değil mi?

Belki ayrı bir yazı konusu olacak..

FETÖ'yle mücadele kapsamında, bugüne kadar 150'si general 24 bin 256 personel ihraç edilirken..

OHAL'in kaldırılmasından bu yana Bakan Hulusi Akar'ın onayıyla ihraç edilenlerin sayısı ise 9 bin 360'ı bulurken..

Bu kadroların oraya nasıl girdiği, alındığına ilişkin dönem açıklaması hiçbir zaman kamuoyunu tatmin etmeyecek..

Aynen ordu gibi, eğitim ve sağlık da böyle kadrolaştı.

*****

GÜNÜN SÖZÜ:

Dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silah eğitimdir.

(Nelson Mandela)