Koronavirüs başladığında İngiltere Başbakanı Boris Johnnson ve ABD Başkanı Donald Trump'ın tutarsızlıklarını ve duyarsızlıklarını hatırlarsınız..
Sonrası da tam felaketti.
Şimdiyse 'mutasyon'la İngiltere 'hasta adam'a döndü..
Ve sonrası neler yaşarız kimse bilmiyor.
Boris'in siyasal yaşamının sonu olacağı kesin.
İşi Bill Gates'e bağlayıp geyik yapacak da değilim.
Ama resmen topsuz tüfeksiz 3.dünya savaşı yaşıyoruz.
Baksanıza..
Her gün binlerce insan ölüyor, milyonarcası hasta..
Bu süreç bizi yeni çalışma, yaşam ve sosyal döngülere, mecburiyetlere itti.
İtiyor da... Kaynağım BBC.
Ki okuduğumda hiç de mantıksız gelmedi..
Bir çok sektörde alanda 'aşı pasaportu- sertifikası' tartışılmaya başlanmış...
İlginç öneri ve yaklaşımlar var..
Hangi alanlarda uygulanabileceğinin de altyapısı çizilmiş.
Yolcu taşımacılığı (United Airlines, JetBlue, Lufthansa gibi şirketler, "CommonPass" adlı sağlık pasaportunu devreye sokmayı planlıyor.)
Hizmet sektörü (Kafe, bar, restoran, otel gibi işletmelerin aşı olan herkese açık tutulmasının ekonomiyi canlandıracağı savunuluyor.)
Kitlesel buluşmalar (Stadyumlardaki spor müsabakaları ve ibadethane gibi yerlerdeki toplu buluşmalarda da sertifika istenebilir.)
İşe alım süreçleri (ABD'de bazı şirketler, Kovid-19 aşısını çalışanları için mecburi yapma eğiliminde. Çalışanlardan sertifika da gündemde.)
Dünya işte bu aşı sertifikası stratejilerini tartışırken, Türkiye bunun neresinde?
Bu örneklemeler ülke içinde bir yol haritası olabilir.
Bir şekilde korunup dikkat ederken, diğer yandan sistemi de yürütebilmek şart..