Eyvah ki ne eyvah!

Bu bizim gazetenin dünkü ana sayfa manşetiydi.
Koronavirüs artışına dair artan vaka sayısına ilişkin atılan başlığı görünce...
'Hem de ne eyvah' deyiverdim içimden.
Üzerine..
Öyle bir güne haftaya uyandık ki...
Hepsi içinde eyvahları barındırıyor.
3 haftada yüzde yüz artan vakalara mı?
Ansızın değişen paranın başkanlarına mı?
Bir anda pik yapan, altına, Euro'ya mı?
Değeri hızla kaybolan Türk Lirası'na mı?
Neye şaşıracağımıza bile şaşırdık.
Baksanıza yine ne çok 'mı' koyduk sözcüklerin sonuna.
Mıhlandık kaldık.
Hatta hepsini bir tarafa koyup...
Hilal Kaplan'a odaklanayım dedim...
"Sözleşmeden çıkınca kadın korumasız mı kaldı, Geri zekalıya anlatır gibi anlattım diyebilirim' demiş ya...
Ben de bu ileri zekalıdan bir nebze olsun yararlanırım diye düşündüm.
Ama bende bir tık yok.
Basmıyor kafam çünkü..
Bu kadar ayrış, itele, ötele..
Geçen hafta üzerime saldıran iki sokak köpeğinden korunayım derken kafamı hızla bir aracın aynasına çarptığım için..
Var bir dangalaklık kesin..
İyice uçtu beynimdekiler.
Ihhhhh olmuyor....
En iyisi kulak çubuğu ile burnuma organik tereyağı süreyim...
Başta korona'ya ve tüm sendromlarıma iyi gelir belki.
Toplumdaki en büyük kabızlık işte böyle dar bakış açılarının kendilerine ait fikirlerinin olmaması..
Her önlerine konulanı kendi fikirleri sanmaları..
Hatta üstüne bir de bunlara inanmaları...
Neyse bugün salı sallanır modu.
Fazla uzatmayayım...
Sadece derim ki..
Sen zekamızı, aklımızı aslanlarla, kaplanlarla sınama yarabbim..
Her daim Einstein'a anlatır gibi anlatalım!

GÜNÜN SÖZÜ:
İnsanlar akıl bakımından üç çeşittirler: Kendiliğinden anlayanlar, kendilerine açıklanan şeyleri anlayanlar ve ne kendiliklerinden ne de başkalarının aracılığıyla anlayanlar.
(Nicola Machiavelli)