Felaketler, şehirler ve devekuşu gazeteciliği!

Yangın..
Öncesinde virüs pandemi devam ederken..
Şimdi seller..
Neye üzüleceğimizi şaşırdık.
Bir yandan küresel felaketler..
Bir yandan can kayıpları. Kastamonu,Kars, Sinop'taki görüntüleri izlerken içim acıdı.
Ama düşündüren çok şey var.. O dere yataklarındaki binalar özellikle.
Resmen doğanın var olan dengesine karşı çıkıp dikmişiz apartmanları. Doğa da inadına 'bak ben buradayım' diyor.
Sen su yatağının ayarıyla oynarsan...
Islah adı altında daraltıp yok edersen..
Al işte sonuç..
Şehirleşme sadece bina yapmaktan ibaret değil ki!
Projen olacak.
Planlaman olacak.
Her şeyden önce hem o binaların müteahhitlerine hesap soracaksın.
Hem de yerel yönetimlere... Neden izin verilmiş?
Nasıl göz yumulmuş?
O karar vericilerin...
Ekolojik koridorlardan hiç mi haberi yokmuş?
Bir yağmurda, selde sistem çöküyorsa demek ki kentsel altyapıda sınıfta
kalmışız. Şehrin göbeğinde batçık'larda bile batıp çıkamıyoruz.
2009 Eylül ayını hatırlatmak istiyorum..
Sel felaketinde 33 kişi hayatını kaybetmişti.
Ayamama Deresi o tarihte çok tartışılmıştı..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 2011 yılı meclis oturumunda verilen önergeler arşivde.
O ölümlerdeki ana sebep kaçak yapılaşmaydı.
Sonrasında birçok kaçak bina tespit edilmiş sadece bir kısmı
yıkılmıştı.
Bizler çabuk unutan, çabuk tüketen bir toplumuz. Kaçınız hatırlar Ayamama'yı..?
Bugünü konuşup, tartışırken dünün felaketlerinden hiç ders almamışız...
O zamanlar küresel ısınma muhabbeti de yoktu..
Şehirleri yönetirken kafaları dikine dikine binalara çalıştırırken...
Bu canların hesabını sadece 'küresel ısınma'nın üzerine mi yıkacağız..?
Yandan çarklı medyanın gördüğü benzin, tüp, ekmek, ilaç kuyruklarını..
"Lübnan'da CHP günlerini hatırlatan görüntüler" başlığı atmakla
gerçekler örtülmüyor.
Bir taraflaşan medyanın, her iki açıdan da baktığınızda inandrıcılığı
kalmıyor.
Önemli olansa, toplum adına..
Deve kuşu yayıncılığının ötesine bakıp sorgulayabilmek...

GÜNÜN SÖZÜ:

"Öyle insanlara kulak ver ki, sana işin doğrusunu göstersinler. Yanlışlarını, yüzüne karşı söylesinler. Her sözüne evet diyen ve her yanlışına baş sallayan kimselerden uzak dur." (Hz Ali)
Yavuz Donat'ın 29 Mart 2004 tarihli 'Sandıktan Vazife Çıkarmak yazısından alıntıdır. Korkut Özal'ın abisi Turgut Özal'a Başbakan olunca 1983'te hediye ettiği "Hazreti Ali'nin devlet adamlarına öğütleri."
kitabından..