Kovid kafasına karşı STK'lardan sürdürülebilir kapanma çağrısı

Sanırım yüzlerce kez yazıp çizsek de... Bu kafalar basmayacak.
Dank etmeyecek.
İtalya kapandı...
Fransa 16 bölgede kısıtlamalar, sokağa çıkma yasakları getirdi.
Bizde haritalar malum.
Mavi hayal, sarılar çoktan turuncu oldu..
Kızaranlar bölgelerinde diledikleri gibi laylay.

Düşünsenize vaka sayılarını. 1 Mart'ta 9 bin 891'di..
3 haftada 21 binleri geçtik. Yüzde 100'ün üzerinde vaka artışı var.
Yazıyı kaleme alırken yeni rakamlar henüz gelmemişti.

Ve normalmiş gibi seyrediyoruz.
Seyahat ediyoruz, her yerde alt alta, üst üsteyiz.
Dedim ya ısrarla söyleyeceğim.
Kontrolsüz anormalleşiyoruz.
Yarın bunun faturası daha acı çıkacak.
Göreceksiniz...
Aşılamada geldiğimiz nokta da ortada.
Ve bakın bunu hatırlatmakta yarar var.
Bilim insanları ortak bir çağrıda bulundu...
"Ülkemizde ilan edilen ilk vakadan sonra toplumda salgın hâlâ kontrol altında değil! Birinci dalganın üçüncü pikine doğru hızla gidiyoruz!"
Türk Toraks Derneği,Halk Sağlığı Uzmanları Derneği,Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği,Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti,Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği,Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği,TTB UDEK Koronavirüs Çalışma Grubu'nun yani sağlık STK'larının ortak açıklaması dikkat çekici...
"Şimdiye kadar olan "aç-kapalarla" neredeyse bir yıldır kapalı olan sosyal ve ekonomik hayata karşın, "toplumun tüm kesimlerini içeren, ülkeye giriş çıkışlarda ciddi tedbirlerin alındığı , her tür denetimin herkese eşit olarak uygulandığı, toplumun hiçbir kesiminin kenarda unutulmuş hissetmediği, nakit gelir desteğiyle sürdürülebilir bir kapanma" öneriyoruz. Bu kapanma süresi bilimsel verilere dayanılarak, konuyla ilgili kurumlar ve sağlıkla ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte belirlenmelidir."
Bu sözlerin üzerine ben bir şey söylersem..
Sadece film insanı olurum..
O yüzden..
Önce bilim..

GÜNÜN SÖZÜ:

Bence, şu anki yaşayışımızın alternatiflerini görebilen, korkuya kapılmış toplumumuzun ve takıntılı teknolojilerinin içyüzünü varoluşun başka yollarına kadar görebilen ve hatta umut için gerçek dayanaklar hayal edebilen yazarların seslerini isteyeceğimiz zor zamanlar geliyor. Özgürlüğü anımsayabilecek yazarlara ihtiyaç duyacağız. Şairlere, hayalperestlere: Daha büyük bir gerçekliğin gerçekçilerine. Şu an, bence bir piyasa metasının üretimiyle sanat pratiği arasındaki farkı bilen yazarlara ihtiyacımız var. (Ursula K. Le Guin'in 2014 ABD Ulusal Kitap Ödülleri'nde yaptığı konuşmadan)