Koyun can derdinde!

Öyle bir hafta yaşadık ki.

Neye üzüleceğimizi şaşırdık.

Yangınlar, ciğerimizi dağladı..

Sabaha kadar Muğla'da Termik Santral yangınını takip ederken..

Aklım gitti geldi...

Olumsuzlukların biri bitiyor biri başlıyor.

Bu kargaşada...

'Tamam - Devam.." Hastag'leriyle herkes birbirini yiyor..

Kafanızı kaldırdığınızda bir ülkenin cayır cayır yandığına tanık olurken 'hayatınız sanal' diyesiniz geliyor.

Sadece o mu?

Sağlık Bakanı Koca yeni vakaları ve tedbirleri açıklarken...

'Yok artık' dedim...

Diyor ki..

'Aşınızı olun, kalabalıktan uzak durun'

Hangi kalabalıktan..?

Yahu AVM'lere girişte bile kuyruk var..

Metroda, otobüste, vapurlarda tüm toplu ulaşım araçlarında insanlar üst üsteyken..

Hayatta kalma savaşı varken, işlerine gitmeleri gerekirken !

Kim, o kalabalıktan nasıl uzak duracak..?

Aşı falan da öyle iknayla miknayla olacak gibi değil.

1 Temmuz'da normalleşirken başında söyledik...

Anormalleşiyoruz...

Bugün günlük 27 bine ulaşan vaka sayılarını...

122'lere ulaşan vefat sayısının ardından...

Bu işler 'uzak durun' sözleriyle çözülmez ki.. Hâlâ güven sendromu yaşıyoruz.

Bayramda herkesin kucak kucağa sarmaş dolaş olacağını hepimiz biliyorduk..

Sonuçlarıyla da artık pik yapar, öyle bakarız...

Allah aşkına şu yazıya, gerçeklerimize bakar mısınız?

İçinde, onca yaşanandan sonra bir parça umut verici bir şey yok!

Tam yazıyı kaleme alırken yeni kadın cinayeti haberini de alınca..

'Yeter artık' la içim iyice daraldı.

Yeter....

Ama yetmemiş..

En son..

İmamlar sendikasının toplu sözleşme taleplerini okuyunca..

Durdum, öyle baktım salak salak..

Kaos ruhumuzu emerken..

Diyanet-Sen, din görevlilerine nikah başına 100 lira ödenmesini..

Ayrıca Diyanet TV bünyesinde çalışan personele basın kartı verilmesini istiyor..

Koyun can derdinde....! Ya kasap?

Artık 25 yıldan sonra aldığım sürekli basın kartımı koyarım ben de bir yere..

Yorumu size bıraktım...