Seçim barajı, garaj ve yavaş gazetecilik!

Cumhur İttifakının yüzde 7'ye indirmeye planladığı seçim barajından hesaplar tutacak mı?
Bu daha çok partiyi mecliste görmekten çok...
Ortak MHP'nin yüzde 10'a ulaşamama endişesi gibi.
An itibarıyla öyle görünüyor ki...
AK Parti, MHP dışında destek bulamayacak.
Peki ikisinin oyu yetecek mi?
Ne Millet İttifakı dışında yeni kurulan partiler.
Ne bu ittifaka destek veren SP'yi, Milli Görüş hamlesi ve Oğuzhan Asıltürk'le ekarte etme çabası fazla sonuç vermez.
İç politika..
Dış politika..
Ekonomi.
Ve en önemlisi güven sendromunu iktidar çözmek durumunda.
Her eleştiri devamında dış güçler, Fetöcü tanımlarıyla yaftalandıkça da pek karşılığını bulmuyor.
Mesela Cihat Özkan örneği, kim inanıyor söylediklerine...
Seçim barajı hamlesi yeterli olacak mı?
Garajda diğerleri de toplanabilecek mi?
Hepsi süreçle ortaya çıkacak.

YAVAŞ GAZETECİLİK!

NewsLabTurkey Ne Okuyor'da dikkatimi çekti.
Seda Karatabanoğlu kaleme almış..
"yavaş gazetecilik'..
İlginç bir tanım...
Yazısına odaklandığımda da daha iyi kavrıyorsunuz...
Tanımları da, bakış açısını da..
Gazetecilik mesleğinde hız önemli bir kriter.
Olay yerine ilk önce gitmek ya da dava dosyasına ilk önce ulaşmak muhabirler arasında adeta bir yarış. Mesleğin doğasındaki bu yarış internet teknolojilerinin gelişmesiyle yeni bir boyuta geçti. Hızlı olmaya atfedilen önem, derinlemesine araştırmayı, teyitli bilgi ve güvenilir kaynağı gölgesinde bıraktı.
Paralel olarak dijitale geçişle veri üretimi orantısız bir şekilde büyüdü. Dijital ortamda yayınlanan bilgi miktarı her dört yılda bir ikiye katlanıyor. İnfobezite (Infobesité) alanında çalışan Fransız gazeteci ve akademisyen Caroline Sauvajol-Rialland'a göre, son 30 yılda 5 bin yıllık tarihten daha fazla bilgi üretildi.
Yavaş gazetecilik ve araştırmacı gazetecilik ilişkisine bakınca..
İngiliz medya teorisyeni Hugo de Burgh, araştırmacı gazeteciyi gerçeği keşfeden ve mevcut olan herhangi bir medya aracılığıyla aktaran kişi olarak tanımlıyor.
Araştırmacı gazeteciliğin tanımında yer alan derinlemesine araştırma ve eleştirel bakış açısı, yavaş gazeteciliğin akademik tanımını oluşturmada kolaylaştırıcı olsa da okuyucunun üretim ve tüketim sürecinde aktif rol alması yavaş gazeteciliğin uygulamadaki farkı oluyor.
Elbet teknoloji hızla ilerledikçe, kağıdın yerini dijitalleşme aldıkça gelen her bilgi içerisinde de boğuluyor insan..
Mesela sosyal medya kullanımı, anlık radikal tepkilerden öteye geçmiyor.
Bilgiden uzak çoğu...
O eski, Nokta, Tempo, Aktüel dergilerinin dergicilik yaptığı süreçlerdeki araştırma mantığından uzaklaştı yayıncılar da toplum da.
Tüketim toplumu bilgiyide fast food mantığında erittiğinden bir süre sonra yeni açlıklar çekmeye başlıyoruz.
Çünkü derinlik arayacağız, bakış açısı, bilgide güven..
Le Un buna örnek model olmuş gibi..
Yazarın aktardığı verilerden yola çıkarsak..
Le Monde gazetesinde uzun yıllar çalışan ve yayın yönetmeni olarak da görev yapmış gazeteci Éric Fottorino, 2014 yılında Le Un dergisini çıkardı.
Haftalık olarak yayınlanan dergi, akış hâlindeki fazla bilginin konuyu bulandırdığını düşünüyor ve bu nedenle tek bir gündem konusuna odaklanıyor. Reklamsız yayının özgür olabileceğini düşünen ve abonelik sistemiyle gelir elde Le Un; yazar, bilim insanı, araştırmacı, sanatçı, ekonomist, sosyolog ve antropologların yanı sıra okuyucularının katkılarıyla hazırlanıyor.
Le Un, okuyucularına önyargılı fikirlerden ve haber zapından uzak, günümüzün temel sorunlarına ışık tutan bir dergi vaadinde bulunuyor.
Okumayan, araştırmayan sürü toplumları için belki uzak....
Ama bir gün gerçekten günlük değil, derinliği olan bilgilere ihtiyaç duyacağız..

(Kaynakça: NewsLabTurkey)