Siyasetin dili ve medcezir'i !

Konu başörtüsü.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından gündemi getirildi.

Gerekliydi, gereksizdi tartışılır.

Bana göre anlamsızdı.

Günümüz siyasetinin kendine göre hesapları var.

Onların doğrularıyla, toplumun doğruları ne kadar uyumlu?

Bu da tartışılır.

Ancak benim burada dikkat çekmek istediğim şu.

Siyasetin dili ve medcezir'i.

Gündeme göre öyle gel-git'ler yaşıyoruz ki..

Başörtüsü tartışılığında...

Cumhurbaşkanı Erdoğan 4 Kasım'da şunu söylüyordu....

"Başörtüsü için gerekirse referanduma gidelim. Millet en doğrusunu söyler. Bakalım millet ne diyor?"

Elbet meclis aritmetiği siyasetin aklındakiyle uyuşmayınca bu kez söylem değişti.

Mevcut sistemde 400 milletvekilinin ‘evet’ oyuyla anayasa değişikliği teklifleri referanduma götürülmeden yürürlüğe girebiliyor.

Ayrıca 360’la 399 ‘evet’ oyu durumundaysa teklif referanduma sunuluyor.

Şablon böyle olunca Erdoğan bu kez 7 Kasım tarihinde görüşünü değiştirdi.

"Prensip olarak temel hak ve özgürlüklerle ilgili konuları halk oylamasına götürülmesini doğru bulmuyoruz"

Eeee zaten garanti altına alınmış hak ve özgürlükler varken bu tartışmalar neydi?

Yine bu süreçte..AK Parti'li yöneticilerin..

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile birlikte başörtüsü konusunda hazırlanacak anayasa değişikliği için HDP parlamento grubunu ziyaret etmesi suyu dahada bulandırdı.

Samimi de gelmedi.

Bazı partililerden..

"PKK’nın siyasi uzantısı ve kapatılması gereken bir partiyse, onlarla niye Anayasayı konuşuyoruz?" görüşleri yükseldi.

En çok dikkat çekense MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 8 Kasım'da ki söylemiydi.

"AK Parti heyetinin anayasa değişikliğini görüşmek amacıyla Meclis’te grubu bulunan her partiyle görüşmesi son derece doğal ve doğru bir adımdır”

Oysa 9 Şubat 2021 tarihinde ki bir başka konuşmasında..

"CHP’nin HDP ile görüşmesi demek, PKK ile teması demektir." sözleri arşivlerde duruyor.

Dedim ya öyle bir medcezir yaşıyoruz ki..

Toplum artık inancını yitirdi.

Güven duymuyor..

Zaten kimse ne söylendiğinide pek anlamıyor...

Aynen şu satırda ki gibi.

Ödı msns btj sşs fılrştuakç Fkf ösns fılfşfı ştjçç Fılfkfşfvfjhfçç

KASIM'DA AŞK BAŞKA..

Çünkü bize ölümsüz bir aşkı hatırlatır.

Ne desek ne anlatsak boş.

Sirenler 9'u 5 geçe çaldığında derin bir hüzün kaplıyor içimizi.

10 Kasım 1938’den bugüne Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü her zamankinden daha çok özlüyor..

Daha iyi anlıyoruz. Eşsiz bir lider, güven veren bir önderdi.

Saygı sevgi ve minnetle anıyorum. Ulu önder'in ve tüm silah arkadaşlarının, şehitlerimizin ruhları şad olsun. “En büyük eserim” dediğin Türkiye Cumhuriyeti bizlere emanet.