Tacize uğrayan, öldürülen kadınlar, çocuklar ve kaybolup giden hayatlar, hayaller, umutlar ....

Hafta sonuna girerken günlük notlarım yine karışık.
Aynen beynim ve ruhum gibi.
Nasıl karman çorman olmayım ki?
16 yaşında gencecik bir kız...
Sıla Şentürk...
Vahşice boğazı kesilerek öldürüldü.
Bu yaşta bir çocuk nasıl nişanlanır?
Ne aklım, ne midem almıyor!
Bu daha çocuk.
Gelin mi olur?
Hiç mi vicdanınız yok? Sosyal medyada konuya dair bir çok yorum okudum.
Herkes kendi penceresinden bakıyor..
Genç kız sosyal medyadan biriyle tanışmış.
Adam şuymuş buymuş..
Öyle değildi, böyleydi.. Öümün böylesine kılıfı olur mu?
Birde bu konu siyasal trollerle didiklenmez mi?
Sonuca bakın sonuca... Süreçte belki bir hata, yanlış var..
Ama gelinen noktada gencecik bir hayat daha son buldu.
Ne acı...

Çocuklar, genç kızlar, kadınlar tacize uğruyor..
Küçük yaşta gelin oluyorlar..
Öldürülüyorlar..
Ve hala sadece seyrediyoruz...
Bitmedi, bitmiyor, bitmeyecek!
Çocuk İstismarı ile mücadele eden ..
UCİM Başkanı Saadet Özkan'ın bu cinayete ilişkin paylaştığı notlar aslında çok şeyi özetliyor..
"Sıla Şentürk çocuktu, Leyla Aydemir çocuktu, cezasızlık kötüleri tetikler, son 48 saat içinde bu ve bunun gibi korkunç durumlar yaşadık. Unutmayacağız , bu yaşananlar gündem değil , kaybolup giden hayatlar, hayaller, umutlar …"
Ne kadar doğru bir söz..
Tabi anlayana..
Bu yaşananlar gündem değil..
Kaybolup giden hayatlar, hayaller, umutlar.
Ve cezasızlık, kötülüğü tetiklemeye devam ediyor.
Üstüne örgütlenmiş cehalet ve karanlık beyinlerle.