Toplum mühendisliği ve omurga

Çok özel bir analiz okudum..
İnsan ve toplum psikolojisi mühendisliğine dair. Her ülke toplumunun bu konuda kendine dairleri vardır.
Hem yakınırlar, hem uygularlar. Ortalama zekasından tutun da.. 11 yaş ya da 19 değişebilir, göreceli olabilir. 17 dakikalık konsantrasyon süresine..
4 kelimelik algı kapasitesine...
İçine her ideolojiye göre ekleme yapabilirsiniz..
"Trump Amerika'da darbeye kalkıştı - Ekonomi iyi, IMF düşünsün - Bay Kemal'le işte muhalefet- Yaşananların sorumlusu iktidar" demek gibi
Her 20 dakikada bir eğer ki o zihni dağıtmazsan, sonraki 17 dakikaya konsantre olması mümkün değil. Bunu yıllardır bilenlerdenim. Özellikle tv programlarında ne anlatacaksam ne söyleyeceksem ilk 15-20 dakikadan sonra ilginin dağıldığını bilirim. Gerçi 4 kelime pompası yapmazdık ama uzatmadan tadında bırakmak en iyisiydi...Ardından ne konuşsak boşa giderdi..Bugünse sonradan olma ekran güzelleri ekranda saatlerce konuştukça sanırlar ki, herkese sesleniyorlar. Sadece ideolojileri doğrultusunda siyasi taşeronluk yaparken çoktan zaplanmış oluveriyorlar. Yine de ısrarla 1, sıfırdan iyidir algısına devam ederler.
Amerikalılar seçim süreçleri ve öncesi, sonrasında çok özel strajiler kullanır. Ustadırlar, hatta başka ülkeleri bile akıl hocalarıyla yönlendirmeye kalkarlar. Seçim öncelerinde Washington'da Stratejik Araştırmalar Koordinatörü ve Ortadoğu uzmanı Bülent Ali Rıza'nın Türk haber kanallarında 'AK parti dengeleyeci olmalı' mesajları, Ecevit'e yönelik 'hasta adam' açıklamaları ve destekçi medyaların manşetlerine taşımaları gibi. Amerika'dan yaptığım bir canlı yayında bunları konuğum olan Bülent Ali Rıza'ya sormuştum, yanıt alamadım elbette.
Dünyanın her bölgesinde toplumu yönlendirme ve etkileme adına, siyasi mekanizmalar...
Ekipler gelişen olaylara göre metinler hazırlar..Sosyal medyayı dizayn ederler.
İnce mesajlar aktarılır böylece... Gerek toplumsal yetersizlik.. Algı eksikliği ve darlıkla..
İçine serpiştirdiğiniz her sözcük yerini bulur... Ekonomideki oligapol'den...Oligarşiye.. Derin bir mühendislik hep iş başındadır.
Malum zeka kapasitemizde her kategoride işlev ya da işlevsizlikteyse kargo adrese teslimdir.
Yine bir anonim paylaşım yol haritası olabilir bakış açıları için.
Gerçek bir toplumda 2 kişinin aklı bir kişiden fazlayken.(elbet o iki aklın da doluluğu önemli)
Akıllar uyumlu, toplanabilir... Kitle aklı,bireyin aklına yarar sağlar. Topluca doğruyu bulmak, karar vermek daha kolaydır. Ama ya değilse..?
Ne kadar çok kişi bir olaya karışırsa toplam akıl o kadar zayıflıyor. Çok uyumsuz bir orkestrasyon. İşte bu yüzden tek bir enstrüman (birey) bile tek başına daha güzel ses veriyor. Gürültü olmaksızın. Toplu halde iken gürültü değil müzik yapabilene kadar gerçek bir toplumdan bahsedilemez.
Siz uyumsuz sesler çıkaran bir grup müzik aleti çalan kişiye orkestra diyebilir misiniz?
İşte o zamana kadar da bizim 'toplum' dediğimiz bireyden hep geri olmak durumundadır.
O sadece alır, bir şey üretemez.
Güzel üretilmiş şeyleri insanlar sahiplenirler, derler ki; "Şunu şu kişi düşündü, şunu şunlar yaptı". Kötü olansa toplum denene kalır.
"Bunu neden yapamıyoruz?"
"Çünkü toplum onaylamaz"
Bir günah keçisidir toplum.
Siz hiç toplum denenin bir düşünce bir buluş ürettiğini gördünüz mü?
"Şu fikir/buluş kimin?"
"Ha o mu? Toplumun..."
4 kelimelik teslimiyet ve sonrası anlayacağınız!