Hava Durumu

Türkiye'nin tarikat ve cemaat gerçeği!

Yazının Giriş Tarihi: 13.01.2022 10:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.01.2022 10:04

Ne vahim değil mi?

Aile zoruyla bir cemaat yurdu-evi'nde kalırken..

Baskıdan bunalıp hayatına son veren tıp öğrencisi Enes Kara'nın verdiği mesajlar.

Tarikatların sebep ve sonucu..

Öyle çoklar ki....

Ve bugün oncasından bilinenleri..

Nakşibendi, Kadiri,Mevlevi,Halveti,Rufai,Melami – Bayrami, Sühverdiye,Çeşti,Şazeliye,Galibiler...

Bunlar süreç içerisinde bölünerek içlerinden bir çok cemaat doğurdu.

En bilineni Nurcu'lar, Nakşibendi tarikatından.

İlim Yayma cemiyeti ve diğerleri peşi sıra çoğaldı.

Nakşi tarikatından gelen Menzilciler,İskenderpaşa cemaati, İsmailağa cemaati, Süleymancılar özellikle siyasi arenada adlarını sıkça duyduklarımızdan..

Turgut Özal, Abdullah Gül, Necmettin Erbakan Nakşibendi Tarikatı’na gönül veren bildik isimlerden..

Bu liderler sürecinde tarikat ve cemaatler hep etkin oldu.

Ne var ki merkez sağ hep seyretti izin verdi...

Devletin her kademesinde kadrolarında yer aldı.

2001 sonrasında dahada örgütlenildi.

En net örnekte Fetö'cüler..

1960’ların sonunda İzmir’de ortaya çıkan Said Nursi temelli öğretiye dayalı İslami bir cemaat..

2016'dan bu yana terör örgütü olarak tanımlanıyor.

Faaliyetlerini başta Türkiye olmak üzere çeşitli ülkelerde gerçekleştiren bir toplumsal hareket olarak ortaya çıktığı biliniyor

Özellikle  emniyet birimlerinde ve  yargı organlarında örgütlenmiş ve kritik pozisyonlarda hakimiyet kurmuştur.

Bundan dolayı bazılarına göre bu yapı..

Siyaset, hükûmet, eğitim, medya, iş dünyası, kamusal ve kişisel yaşam üzerindeki üstünlüğünü güvence altına alarak seküler Türkiye'yi kendi imajına göre yeniden şekillendirmeyi amaçlayan muhafazakar bir oluşum.

Ve şu anda ülkede ki ekonomik kaosla birlikte iktidar üzerinde ki en önemli kamburdur.

Her ne kadar süreci yönetenler 'kandırıldık' desede...

İktidar bunun izini üzerinden nasıl silecek?

Toplumu uzun vadede nasıl ikna edecek kocaman bir soru işareti...

Yada sonrasında..

Sistem içerisinde bu cemaat ve tarikat unsurları nasıl temizlenecek o da kocaman soru işareti..

Yıllar öncesinde 24 Ocak 1993'te..

Bombalı saldırıyla, suikasta uğrayan rahmetli gazeteci Uğur Mumcu'nun şu sözlerini hatırlatmakta yarar var.

“Bazı gözlemlerimiz var altını çizmek gerekiyor. Opus Dei bir Katolik örgütlenmesinin adıdır. Siyaset, ticaret ve din üçgeni arasında gelişir. Türkiye’de de İslamcı ideolojiye buna benzer yeni bir parasal kaynak bulundu. Türkiye’de özellikle son on yıldır tarikat, siyaset ve ticaret üçgeni var. İslamcı ideoloji veya tarikatlar yasaları aşan bir ayrıcalık sahibi oluyor. Bu nedenle devlet eliyle laiklik yok ediliyor, bunun içinde askeri rejim de var” diyen Mumcu, 1993 yılında yazdığı bir yazıda ise Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra general olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar”

Gerçekten de Uğur Mumcu’nun sahip olduğu çözümsel ve sentezci anlayış biçimi sistemin tercih etmediği bir gazetecilikti. Bu durum hala öyle.

15 Temmuz gerçeği, onbinlerce cemaatçinin orduya sızmasının başka izahı var mı?

Yada bugün devletin her kademesinde..

Eğitimde, sağlıkta, bir çok alanda....

Devletin yeni ideolojik unsurları olarak karşımıza çıkmıyor mu?

Çıkmadı mı?

Oysa bu işin sağı solu muhafazakarı falan yok..

Siyaset asla bu unsurlara teslim olmamalı, göz yummamalı..!

Özellikle Fetö'cülerin davetlerinde, maklube sofralarında boy göstermediğim ve kanmadığım için..

Fikri hür, vicdanı hür bir şekilde kaleme alıyorum.

Satırları burada noktalarsak...

Şarkıcı Tarkan'ın, Enes Kara'nın ölümünün ardından verdiği mesaj herkes için anlam taşıyor..

“Unutmayınız ki asli görevimiz çocuklarımızı korumak, kollamaktır. Bağnaz ve yobaz zihniyetlerin sömürülerine hizmet ettirmek değildir.”

Başka söze de gerek yok..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.