Türkiye Yunanistan turizm zirvesinden notlar; Kriz nasıl aşılır, akademik görüşler ve Bursa farkı (1)

Bugünü Türk turizmini yakından ilgilendiren özel bir zirveye ayırıyorum.

13 Ekim 2011'de Atina'daki buluşmanın ardından tam 10 yıl sonra İzmir'de yapılan 9. Turizm Forumu'nu sadece iki ülke bakanının buluşması olarak görmeyelim.Bir defa her şeyden önce akademik panellerin düzenlenmesi

Türkiye-Yunanistan ilişkilerine yeni soluk getirecektir.

Hem Yunan hem Türk akademisyenlerin varlığı yaşanan tüm gelişmelere özel bir bakış açısı kattı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Yunanistan Kültür ve Turizm Bakanı Vasielos Kikilias'ın söyledikleri yorumları elbet önemli.

Ersoy'un "Yunanistan'ı rakip ülke değil, partner ülke olarak gördüğümüz zaman, iki ülkenin de bu işten ne kadar kazançlı çıkacağınınfarkındayız" sözleriyle...

Kikilias'ın " Bizim ülkemizi 1-2 haftalığına ziyaret eden kişi aynı zamanda Türkiye'yi de ziyaret edebilmeli. Bu, üzerinde çalışmamız gereken bir konu." yorumları yarın adına doğru tespitler..

Ama dediğim gibi siyasetten çok, bilim insanlarının görüşlerine odaklandım. Ayrıca bu zirvedeki iki farklı oturumda söz alan, görüşler belirten, tavsiyelerde bulunan..

Yani iki ülke turizminin novigasyonuna katkı koyan ekipteki 4'ü Yunan, 8 akademisyenden biri Bursa'dan. UÜ, Öğretim Görevlisi Dr. Emel Adamış. "Pandemi Sürecinde Turizm Sektöründe Kriz Yönetimi" başlıklı oturumda konuşmacıydı. Moderatör Prof.Dr. Akın Aksuy'du. Adamış'la birlikte, Prof.Dr. Chryyssi Vitsilaki, Prof. Dr. Theodoros Stvrinoudis, Prof.Dr. Andreas Papatheodorou görüş aktardılar..

Diğer oturumda da Dr. Panagiota Dionysopoulo, Prof.Dr. Andreas Papatheodorou, Prof. Dr. Volkan Altıntaş, Prof.Dr. Sema Günay Aktaş söz aldı..

Kendisiyle İzmir öncesi konuşmuştuk.

'Zirve sonrası da mutlaka detayları paylaşın, bu çok önemli Emel hocam' dedim..

Sonrasında aynı heyecan ve coşkusuyla yaşananları aktardı.

Amaç iki ülke arasında işbirliğinin güçlendirilmesi...

Sürdürülebilir turist akışının sağlanması..

Adamış'ın öncelikle tespiti şöyleydi.

"Uzun bir aradan sonra, özellikle içinde bulunduğumuz küresel pandemi salgını ve yarattığı kriz ve tehditler sürecinde komşu ülkelerle böyle olumlu gelişmelere olanak sağlamaya, ortak çözümler aramaya, iyi niyetli iletişim içerisinde olmaya çok ihtiyacımız var. Öncekilerden farklı olarak bu forumda akademik panellerin de düzenlenmesi çok etkili oldu. Hem Yunanistan hem de Türkiye'den uzman akademisyenlerin ortak hareketle karşılıklı fikirlerinin tüm katılımcılarla paylaşılması, konunun farklı noktalarına dikkat çekmede önemliydi."

Konuşmacı olduğu kriz yönetimine dairde alınan kararlar, uygulamalar ve geleceğin turizminde nelere odaklanılması gerektiğini aktardı. Dr. Emel Adamış özellikle şu konu başlıklarına dikkat çekti.

"Yolcuların güvenini geri kazanmak, iç turizmi tek başına güvence olarak görmemek ve uluslararası turizmi yeniden güvenle hareketlendirmek (vize, seyahat kuralları vs. esneklikleri), özelleştirilmiş hizmetlerin artırılması, belirsizliği kaldırmak ve şeffaf bilgi/veri paylaşımı yapmak, ülkeler arası işbirliğini güçlendirmek, dijitalleşme ve deneyimleme üzerine daha fazla yatırım yapmak ve tüm bu süreçlerdesürdürülebilirliğin önemini unutmamak"

Bunlara katılmamak mümkün mü?

Diğer panelde de Ege kıyıları için ortak destinasyon planlaması başlığı altında oluşturulabilecek seyahat ve kültür rotaları üzerinde duruldu.

Komşumuz Yunanistan ile Ege Bölgesi'nde beraber hareket ederek nasıl güç birliği oluşturabilir ve bölge güçlendirebilir ana temalardı..

Tüm bunlardan yola çıkıp birde şu özeti yaptı Dr.Adamış..

"Her iki ülke arasında en önemli ortak noktamız gastronomi ve kültür.

Elimizde çok büyük bir güç var. Ege Bölgesi diğer bölgelere oranla çok zengin ve ayrıcalıklı niteliklere sahip. Krizi avantaja çevirmek tam da böyle bir süreçte devreye girmelidir."

YARINA: University of the Aegean'dan Prof.Dr. Andreas Papatheodorou'dan zirve yorumu ve özel mesajlar.