Whatsapp'tan, dindar anayasaya

Aslında dünden beri düşünüyorum.
'Nasıl ifade eder, nasıl anlatırım?' diye..
Çünkü bazen ne söyleseniz boş.
Tek tip ve dar bakış açılarıyla tıkanıp kalıyorsunuz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi eski Başkanı İsmail Kahraman'ın, "Değişmez maddeler anayasaya konmamalıdır. 1924, 1961, 1982 gibi 'dindar bir anayasa' olmalı" başlıklı açıklamalarını okuduğumda...
Öyle durdum baktım..
Hâlâ neredeyiz?
Hâlâ hangi kafadayız?
Ve birçok konuda toplum öyle bülünmüş ki?
Buna itiraz etsen, fikir söylesen..
''öteki' oluyorsun, 'dış güç' oluyorsun?
Oysa çok bariz yazıyor defterde..
Anayasanın değiştirilemez 4 maddesini..
Bunun üzerinde tepinmek..
Nabız yoklamak...
Dindar anayasa ile, din devleti arayışını toplum kabul eder mi?
Ben en çok MHP lideri Bahçeli'nin tavrını merak ediyorum.
O, ittifakı bir şekilde ayakta tutarken...
Dindar anayasa görüşlerini görmezden gelecek mi?
Ya da ne diyecek ki? Dese de karşılığı olacak mı?
Şimdi bunlardan söz ederken yazı başlığında ki 'whatsapp ne alaka?' diyorsunuzdur...
Bunlar sosyal medyanın milyar dolarlık kurumları..
Milyonlarca aboneleri var..
Whatsapp, Instagram ve Facebook'taki 7 saatlik kesinti bir anda her şeyi allak bullak etti.
Resmen abonelerin toplumsal davranışları değişti.
Kullanıcılar şaşkın sosyal medya maymunlarına dönüverdiler..
Facebook'un altyapı direktörü Santosh Janardhan, şirketin sitesi üzerinden yaptığı açıklamada, kesintinin hatalı bir konfigürasyondan kaynaklandığını söylesede...
Senaryonun bini bir paraydı...
Kimine göre siber saldırı..
Kimine göre Pandora belgeleri muhabbeti..
Ama bu kesinti şunu gösterdi..
Dengeler anında değişiverdi...
İşte dindar bir anayasayla toplumda da böyle hatalı konfigürasyon sarsıntıları yaşarız.
Bırakın nabzı onu bunu..
Büyükşehirler'de 3 saat elektrik, su kesilse sendrom tavan yapar.
Toplumsal ve kurumsal altyapının fabrika ayarlarıyla oynamanın kaosunu bir düşünün...
Hele ki Türkiye, laik cumhuriyet değerleri üzerine kurulmuşken...