Yeşil devrim aklın yolu

Aslında son 2 yılda pandemiye öyle odaklandık ki..
Haliyle işleyiş sistemi idare etme, ayakta kalma ve mücadeleye dönünce bazı konulardan biraz uzaklaşmış gibi olduk.
Önceliklerimiz değişti.
Özellikle de Avrupa Yeşil Mutabakatı politikaları.
Bunun neresindeyiz?
Ne kadar uyumluyuz.
BTSO'nun geçen akşamki meclis toplantısında Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay'ın hatırlattığı gibi..
Avrupa Birliği'nin 1 trilyon euro kaynak ayırdığı yeşil dönüşüme..
Türkiye'deki firmaların uyum sürecini kolaylaştıracak destek mekanizmalarının da hayata geçirilmesi faydalı olacak.
Yerinde ve zamanında bir uyarı..
Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı da önemli.
Ama sözde değil özde olmalı...
Çimento, inşaat, tekstil,tarım, gıda,sanayi, enerji,finans gibi sektörleri çok yakından ilgilendiriyor.
Tüsiad'ın 2020 Temiz Enerji raporunda da göz atmıştım.
Konuyu özetlersek..
Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın (AYM) temel bileşenlerinin merkezinde AB ekonomisini sürdürülebilir bir gelecek için dönüştürme amacı yatıyor.
Bununla uyumlu olarak AYM 2050'de AB'nin iklim-nötr olması hedefiyle sera gazı emisyonlarının belirli bir program dahilinde azaltılması hedefini içeriyor.
Avrupa Komisyonu, AYM ile salt bir "çevre" stratejisi değil, ülkemizi de yakından ilgilendiren yeni bir uluslararası ticaret sistemi ve iş bölümü kurguluyor.
AB Komisyonu'nun, iklimle ilgili hedeflerin gerçekleşebilmesi için baş koşulu ekonominin tümünde karbonun etkin biçimde fiyatlandırılması olarak görülüyor.
Bu doğrultuda, AB'den karbon kaçağını azaltmak amacıyla, SKD (Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri) mekanizmasıyla ticarette yeni vergiler ve tarife-dışı engeller ile örülmüş yeni bir sistem üzerine çalışmalarını sürdürüyor.
Yine o raporda dikkatimi çeken iki detaysa şu..
Türkiye'nin yeşil ekonomik dönüşümü senaryosu ile milli gelir baz senaryoya göre yüzde 2,8 oranında artacak.
Bununla beraber cari açıkta yüzde 13'ü aşan, karbon emisyonlarında ise yüzde 21'e yaklaşan oranlarda düşüş görülecek.
Ayrıca şunu hatırlatmakta yarar var..
Gerek Paris Anlaşması, gerek AB Emisyon Ticaret Sistemi sektörlere zorluklar, ve düşük karbon ekonomisine geçişi sağlayamayanlara ekonomik yükler bindirebilir.
Ama sonrasında ellerini çok da rahatlatabilir.
Konu hiç karışık değil.
Sadece kaynak, akıl, uyumla entegre olup, yeşil devrimi yapabilmek.
Bugün bir pandemi- de 2 yılımız kaybolmuşken..
Adı ve tarihi konulan 'Yeşil'e uyumsuzluğu varın siz tahmin edin.