Olimpiyat Stadı’nda rezilliğin son perdesi yaşandı. Türk futbolunun geldiği durumun adeta özetiydi. Sonrasında yaşananlar da öyle… Sahaya girenler Beşiktaşlı değildi
diyorlar… Güvenliğin suçu diyorlar… Hakem diyorlar… Yakmayın Beşiktaş’ı diyorlar...Bursaspor’un ligde düştüğü durum sonrası dahi, “Durun bakalım daha 5 hafta geçti” diyerek karşılayan yöneticiler var.
Yazıktır, günahtır…
Bursaspor Kulübü’nün Türkiye’nin 5. şampiyonu olduğu gerçeği unutturulmaya çalışılıyor. Rizespor taraftarına , “Bursa kümeye” diye bağırttırmak bile istifa için yeterli sebeplerden olabilir. Ancak kafalarda hiçbir şekilde Bursaspor’un artık şampiyon olmuş, büyük bir kulüp olduğu düşüncesi yok.
Felsefe; “Eski tas eski hamam”
Bu mantık ve düşünce de Bursaspor’a zarar veriyor.
Başkan Erkan Körüstan, geçtiğimiz gün kulüp televizyonuna çıktığı zaman heyecanlandım. Acaba ne diyecek sayın başkan diye pürdikkat televizyonun başına geçtim.
Duyduklarım gerçekten inanılmazdı.
“Her zaman dik duruş sergilemeye gerek yok” dediği anları hatırlamak dahi istemediğim konuşmada, “Ben takıma güveniyorum. Çok kaliteli bir kadromuz var. Gidenler gelenlerden çok daha iyi” dediğinde şoka uğradım. Son darbe ise, “Transfere gerek yok” dediği anda geldi.
Sayın Başkan’ın Rize’ye gelmediğini biliyorduk da maçları seyretmediğine de ilk kez şahit oldum.
Eğer seyredip de bu şekilde bir yorumda bulunuyorsa; “Vay halimize”
Transfere gerek duyulmayan, kaliteli, mükemmel takım eğer böyle giderse 34 haftada 27 puan toplayabilecek.
“Ya kardeşim lig uzun maraton neyin ne olacağı belli olmaz” derseniz o başka. Bursaspor takımının geleceği, ‘Neyin ne olacağı belli olmaz’ mantığına kaldıysa diyecek bir şey yok…
Rizespor maçından sonra attığımız başlık gibi:
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete…
STAT NASIL DOLAR?
Kafam bir başka konuya daha takıldı ona da değinip, Başkan Erkan Körüstan konusunu kapatalım. Başkan, “Taraftar gelsin diye kombineleri ucuz yaptık” dedi.
Bursaspor taraftarını stada çekebilmenin daha ucuz yolu olamazdı gerçekten. Yeşil Beyazlı taraftar bir de takım başarılı olduğu zaman stadı hıncahıç dolduruyor. Takımda yıldız futbolcular oynayınca, takımının futbolundan zevk alınca stadı dolduruyor. Aslında her koşulda stadı dolduruyor ancak bu şekilde daha hevesle dolduruyor.
Bunların zor olduğunu biliyoruz.
Ancak bu şekilde de statların dolduğunun altını çizmek istedim. Umarım yeni stada geçerken, “Bursaspor’a şu yıldızı alalım, bu yıldızı alalım, başarılı olalım, Avrupa’da eselim de taraftarımız da statta boş koltuk bırakmasın” mantığı yerleşir kafalara.
Bursaspor taraftarı yanlış anlamasın biletlerin ucuz olması herkesin kesesine uyması kötü bir şey değil ancak iş, “Taraftar gelsin diye ucuz yaptık” konusuna gelince…
Orada duralım!
NE GÜZEL ADALET
Atatürk Olimpiyat Stadı’nda Türk futboluna yakışır bir görüntü ile karşılaştık. Beşiktaş taraftarı (İstanbul’a göre değil) adeta statta terör estirdi. Hem de stadın içinde, hem de maç oynanırken. Stat çevresinde değil yani.
Tam anlamıyla rezillik, tam anlamıyla kepazelik görüntülerdi. Kendini bil- mezler bir de saha içinde fotoğraf çektiriyorlar, işi gır gıra vuruyor.
Polisi kovalamalar, futbolcuları, hakemi tehdit etmeler, Olimpiyat’ta yapılabilecek ne kadar çirkin olay varsa hepsini izledik gördük.
Sonuç olarak yapılan yorumlarda, “Bunlar Beşiktaşlı değil, güvenliğin suçu, yakmayın Beşiktaşımızı, Bunlar Beşiktaş’a yapılan oyun” deyip siyaseti ortaya atmalar vs…
Vay be.
Ne güzel senaryolar değil mi?
Ne güzel adalet…
Bir de Beşiktaş Başkanı Fikret Orman çıkıyor, “Beşiktaş’a ceza vermezler inşallah” diyor. Bakarsınız Bursaspor’a ceza verirler.
Ne alaka di mi…
Valla bu TFF bunu da yapar. “İçeri girenler, Bursasporluydu” derlerse şaşırmam.
Futbolun çirkinliklerinden bahsetmişken Aziz Yıldırım’ı es geçmeyelim.
Mehmet Ali Aydınlar’ın vefat eden çocuğu üstünden prim yaptığını, gözyaşlarının sahte olduğunu söyledi.
Yıldırım için söylenecek söz kalmamıştır bu dakikadan sonra.
Bu lafları da duyduktan sonra gerçekten içim bulandı…