Boş muhabbet yapmayı ülkece severiz. Ancak bunu kahvede, parkta, bahçede yapmakla, bir kulübün transfer politikasından bi haber olup yapmak arasındaki farkı da unutmayalım.
Peki eleştiri yapmak? Hele bir de o eleştiri yapıcı eleştiriyse?
Ona sonuna kadar varım ki bu yöntemi en çok tercih eden biri olarak söylüyorum.
Bursaspor 11 transfer yaptı, beğenen var, beğenmeyen var, daha yapılması gerekir diyen var, bu kadar yeter fazla bile diyen de var.
Bu kadar net yorum yapanların çoğu bu transferleri yolda görse tanımaz! Buna inanın. Birisi çıkıyor sağ bek lazım diyor, diğeri çıkıyor 10 numara gerekli diyor, bir başkası uçan forvet istiyor.
E transfer edilen ve mevcut futbolcular ne yapacak?
Sen tanıyor musun onları?
En son hangi maçını izledin?
Antrenmanlarını takip ettin mi?
Adem Çağlayan’la görüştün mü?
Yönetim bu transferlerle ilgili ne söyledi dinledin mi?
Bana dünyada bir lig gösterin ki yaptıkları transferler sonrası maçlar oynanmadan şampiyonluk kupası alsın!?
Her şeyi ne kadar basite indirgedik 1 senede!
Sosyal medyaya bir haber veya video atıyoruz, altına yorum: “Şuraya şu transfer lazım.”
Adam yüzde 50 şansını kullanıyor. Eğer Bursaspor bir kötü oynarsa sevinecek, “Bak ben dedim, çıktı. Ah ah dinlemediler beni”
E sen kimsin?
Her konuda fikri olan Sarı Çizmeli Mehmet Ağa.
Bursaspor Başkanı Enes Çelik de teknik direktör Adem Çağlayan da dedi zaten… 3 etaptan oluşan kamp programlarında eksik gördükleri bölgeye transfer yapacaklar. Bu iş bu kadar basit.
Lig başlar yenersin, yenilirsin, iyi gününde olursun, kötü gününe rast gelirsin vs. Bunlar başka konular. Ama yıllardır süre gelen bu sosyal medyada Bursaspor üstünden kendini bir yerlere konumlandırmaya çalışanlardan kurtulamadık.
Bursaspor yönetiminin sosyal medyaya ilgi göstermesi güzel ancak oradaki boş yorumları baz alarak açıklama yapmaması gerekiyor.
Bakın o görevi ben üstlendim. Sırf o yorumlarla alakalı köşe yazarak, böylesine boş muhabbetlerden kendimize iş çıkartmayı başardık.

Adem Çağlayan ne dedi?
“500 futbolcu tarandı, ona göre transfer yapıldı, kadro mühendisliği üst seviyede tutuldu.”
Artık bu sözlerin üstüne kahvehanedeki dayıları, amcaları dinleyip de sinirlenmenin bir anlamı yok.
Bu arada Adem hoca demişken, gerçekten çok ciddi bir iş düşüyor kendisine. Bakın lig yaklaşıyor… Bu işin ciddiyetini yavaş yavaş daha fazla hissediyoruz iliklerimizde.
Biraz da gerçek Bursaspor taraftarından bahsedecek olursak, futboldan çok iyi anlarlar. Sosyal medyadan değil, stadyum içinde reaksiyon verirler.
En ufak bir hata, maç öncesi neşeli gözlerle baktığınız 40 bin taraftarın bir anda uğuldayan bir koroya dönüşmesine neden olur.
Adem Çağlayan’ın bu dönemde sadece takımla değil, hem kendisiyle hem de teknik ekibiyle de bu konuları iyi değerlendirmesi lazım.
Bursaspor forması ağırdır diyoruz devamlı ama teknik adamlık koltuğunu atlıyoruz. Süper Lig şampiyonu yapan Ertuğrul Sağlam bu kulüpten ağlayarak gitti.
Bu yüzden Adem hocaya zorlu maraton öncesi başarılar diliyorum ve şunu ekliyorum: Bursaspor hiç bir camiaya benzemez.