Bütün olanlardan Ak Parti suçlu

Ak Parti iktidara geldiğinde Türkiye ciddi sıkıntılar yaşamış, yorgun ve ümitsiz bir yapıdaydı. Onun için de halk, partileri baraj altı bırakmış iki partili bir meclis oluşturmuştu. Halkın güveni tavan yapmış, Recep Tayyip Erdoğan’a koşulsuz destek veriyordu. Adeta ülkede bayram havası oluşmuştu. Hızlı kararlar alınıyordu. Eski siyasetçiler adeta kabuğuna çekilmiş, halkın içinde dolaşamıyorlardı bile…

Halkın sorun yaşadığı her noktaya Ak Parti parmak basıyor; sorunlar güçlü ve kararlı siyasetçiler sayesinde hızla çözülüyordu. Hastaneler tek çatı altında toplanıyor, yatan makinalar çalıştırılıyor, duble yollar bütün Türkiye’de adeta örümcek ağı gibi örülüyordu. Yetmiyor; Otobanlar, Osmangazi Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Boğaz Köprüsü, Havaalanları, Metro ve Hızlı Trenler… Yetmiyor; enerjide dışa bağımlılığı azalmak için gemiler karadenize iniyor. Savunma sanayi adeta şaha kalkıyor. İHA, SİHA, ANKA, KAAN vb. sayısız teknoloji envantere katılıyordu.

Bütün bunlar olurken Avrupa, ABD, İsrail ve FETÖ ise rahat durmuyordu. Ekonomisi, teknolojisi, savunma sanayisi gelişmiş, kısaca “Bağımsız bir Türkiye” istenmiyordu tabi. Anayasa Mahkemesi’ni bir silah gibi kullanarak parti kapama çabaları, 17- 25 Aralık olayları, 1960’da ve 1980’de yapılan darbelerden sonra; artık kimse cesaret edilemez denilen darbe, bu kez 15 Temmuz 2016’da yapılmaya çalışıldı bu ülkede. Her şeye rağmen Tayip Erdoğan’a duyulan güven devam ediyor, yine Erdoğan ülkeyi düze çıkarır deniyor.

Bu kötü örnekleri çoğaltmak elbette mümkün ama bence günümüzün en büyük sorunu, algı operasyonlarının yalan ve iftira ile kulis adı altında fütursuzca sosyal medyada yayılması.

Ak Parti’nin yaptığı hizmetlerden, sunduğu konfordan herkesten çok yararlanan bir kesim; daha çok isyan ediyor, daha çok yalana baş vuruyor. Hatta bu ülkede gazetecilik yapan Sedef Kabaş Gobbels’in o ünlü sözünü şöyle anlatmıştı; “Kitleleri yönlendirmek ve etkilemek istiyorsanız ortaya kocaman bir yalan atın ama çok büyük bir yalan olsun. İkinci kriter çok basit bir yalan olsun. Sonrasında da bu basit ve çok büyük yalanı sürekli tekrar et. Ardından Kitlelerin o yalanı nasıl gerçekmiş gibi kucakladığını otur seyret.” İşte bütün bu yapılanların karşısında ortaya çok büyük ve çok basit yalanlarla sürekli nasıl tekrar ettiklerini gördük hep beraber. Tıpkı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Erdoğan’ın yabancı ülkelerde banka hesapları var para kaçırıyor, elimde belge var” dediği dekontları sallarken tazminat ödemek zorunda kaldığı gibi. Tıpkı Özgür Özel’in Ekrem İmamoğlu için daha iddianame ortada yokken bağırındığı, insanları sokağa çağırdığı gibi. CHP’li belediye başkanlarının, çalışanlarının şahit olduğu, şikayet ettiği ve hatta itirafçı olduğu halde körü körüne savunulduğu bir dönemi yaşıyoruz. Sanki hafızalarımızda hala taze duran CHP’li Ergün Göknel’in İSKİ skandalında rüşvet kahramanı olduğu mahkemece tescil edilmemiş gibi.

Oysa 23 yıllık iktidar hayatında Ak Parti’nin “Şunu iyi yaptı” dediğini hiç duymadığımız bir muhalefet var. Rahmetli Manisa Büyükşehir Belediye Başkanının karşısına aday çıkarmayacağını söyleyen Ak Parti’ye iyi bir söz var mı? Bir teşekkür? Yok. Çünkü amaç ülke çıkarları değil, kendi çıkarları. Dedim ya algıyı iyi yapıyorlar diye. Şimdi de Gaziosmanpaşa’da yapılan seçimlerle ilgili başladılar. Neymiş Tayyip Erdoğan cezaevine girdiğinde CHP sayesinde Fazilet Partisi’nin adayı tekrar seçilebilmiş… Allah’tan daha hafızamızı kaybetmedik. Oysa 3 adaylı seçim yapılmış; Fazilet Partisi adayı 111, ANAP adayı 58, CHP’nin belediye meclisindeki sayısı 21 olmasına rağmen adayı 23 oy almıştı ama CHP yine kaybetmiş, Fazilet Partisi ise yine kazanmıştı.

Yani birbirlerine çarpıyorlar sonra tekrar edince “Benim abi ben, devam et” diyorlar.

Adamın biri yeni aldığı arabasıyla havalı havalı dolaşıyormuş. Kırmızı ışıkta durmuş. Bir kaç saniye sonra bir kamyon arkadan ŞAAKKKKK! diye vurmuş. Adam dışarı çıkıp bakınca kamyondan Temel inmiş ve başlamış yalvarmaya :
-Abi etme eyleme ben bu üç kuruş maaşla bu arabanın aynasını alamam, beni bağışla. Sen büyüksün abi yaptık bi eşeklik bağışla abi beni.
Adam acımış Temel’e. Tam arabayı tamire götürürken yine bir kırmızı ışıkta durmuş. Yine arkadan kamyon bir kez daha çarpmış. Sinirli sinirli çıkmış adam tekrar. Bi bakmış yine Temel!
Temel camdan bağırmış :
-Benim abi ben, devam et!

Sonuç şu; Ak Parti bu ülke için, halk için güzel şeyler yapıp müreffeh seviyelere ulaşmak için hedef büyütürken birileri aşağı doğru çekmeye çalışıyor. Yani birileri diyor ki bütün bu güzelliklerin sorumlusu Ak Parti ama ne derseniz deyin tarih Ak Parti’nin yaptığı bu güzellikleri bu yatırımları övgüyle yazacak.

“Yola yolun kıymetini bilen yoldaş gerek, mesele gitmek olsa herkesle gidilir.”