Sevgili okurlar geçen hafta yazımızda ‘’Ulus devletimizin bölünmez bütünlüğü esastır’’ başlıklı yazımızda bölünmez bütünlüğümüzü tehdit eden anlayışlara destek veren yaklaşımlara ve söylemlere karşı CHP kurumsal kimliğinin ve programlarında yer alan yaklaşımların neler olduğunu, ilkelerinin neleri ifade ettiğini yazmış ve Çağdaş Türkiye için değişim programı kapsamın da Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik ilkelerinden söz etmiş ve haftaya devam edeceğiz demiştik. Bu hafta da tam da risalelerinde ‘Atatürk’e ve silah arkadaşlarına deccal, süfyan, firavun, zındık, münafık diyen Saidi Nursi tartışmalarının gündem olduğu, tarikat ve cemaatlerin siyaset alanı içinde etkin rol oynadığı oy uğruna siyasetçilerin kuruluş ilkelerimizden taviz vererek onların devlet içinde örgütlenmesine neden olduğu bir ortamda CHP programında yer aldığı şekliyle laiklik, devletçilik, halkçılık ve devrimcilik ilkelerinden söz edeceğiz. Burada Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Eylül1925 te Kastamonu da yaptığı ikinci konuşmasında dile getirdiği ‘’Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur.’’ Sözünü de tekrar hatırlatmakta yarar görüyorum.
SİYASET MEKANİZMASI OY UĞRUNA TARİKAT VE CEMAATLERE GÖZ KIRPMAMALIDIR
Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulmasıdır. İnanç ve vicdan özgürlüğünün omurgası, toplumdaki farklı inançların barış içinde birlikte yaşamalarının ön koşulu ve güvencesidir. Cumhuriyetin ve demokrasinin, ulusal bütünlüğün ve iç barışın temel değeridir. Devletin ve kurumlarının, toplumun, hukukun ve eğitimin laik olması, asla ödün veremeyeceğimiz temel kuraldır. Laiklik ilkesinin temel amacı aklın özgürleştirilmesidir. CHP için laiklik; Ulusal bütünlük ile iç barışın, çağdaşlık ile bilimselliğin temel taşıdır. Bu anlayışla, siyasetin dini istismar etmesine kesinlikle karşıdır. Ne dinin siyasallaştırılması ne de siyasetin dinselleştirilmesini kabul etmez. Devlet din ve inançlar karşısında eşit mesafededir. Devletin dini olmaz. Din kamusal alanın değil, özel alanın olgusudur. Cumhuriyetin, bilimselliğin, demokrasinin, iç barışın, insan haklarının ve ulusal bütünlüğün temel taşıdır. İnsan haklarının, kadın-erkek eşitliğinin, çağdaşlığın ve modernleşmenin güvencesidir. Bütün bu özellikleriyle anayasamızın değiştirilemez ve vazgeçilemez hükmüdür. CHP Halkçıdır: CHP’nin halkçılık anlayışı; siyasal meşruiyetin temelinin halkın iradesi olduğunu kabul etmektir. Bazı sınıf ve zümrelerin ekonomik ve siyasal imtiyazlarının kaldırılmasıdır, sahipsizlerin sahibi olmaktır, çözümleri halk için, halkla beraber bulmaktır. CHP Devletçidir: CHP’nin devletçiliği, devletin halka hizmet için yapılanmasını, katılımcı yönetimi, demokratik hukuk devletini öngörür. Bizim Devletçilik anlayışımız; Yurttaş, devlet için değil; devlet, yurttaş için, anlayışının yaşama geçirilmesidir. Devletin tüm ekonomik, sosyal ve siyasal hedeflerinin odağında insanın olmasıdır. Özel yararlarla toplumsal yararlar arasındaki dengenin sağlıklı oluşması için getirilmiş bir güvencedir. Örgütlü sosyal piyasa ekonomisine karşı değildir. Piyasaların hata yapabileceği gerçeğinden hareketle devletin düzenleyici ve denetleyici rolünün önemini kabul eder. Piyasaların halkın iradesinin üzerine çıkarak devlete yön verme çabalarına karşıdır.
CHP Devrimcidir: CHP’nin devrimciliği, kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti kurarak başlattığı çağdaş medeniyeti hedefleyen kökten değişim sürecinin devam ettirilmesidir, çağı paylaşmadır, geleceğe atılımdır. Bu anlayışla, CHP, halkla birlikte, halktan güç ve yetki alarak, demokratik hukuk devleti kurallarına ve barışçı yöntemlere bağlı kalarak devrimciliği sürdürür. CHP’nin Devrimciliği; Çağdaş düşüncelere açılarak yenilikleri kavrayıp benimsemek, bunu süreklilik içinde bir yaşam ve yönetim biçimine dönüştürmektir. Kuralları ve kendini sorgulayarak, daha iyiye ve doğruya ulaşmanın yollarını açmak, bu çerçevede gelişimin yöntem ve araçlarını oluşturmaktır. Özü itibariyle gençliğin enerjisini ve dinamizmini değişimin itici gücüne dönüştürmek, gençliğin değişim ve yenilik vizyonunu topluma aşılamaktır. CHP’nin yeniden yapılandırılması CHP 9 Eylül 1992’de onurlu ve tarihsel misyonu doğrultusunda siyasi yaşamına yeniden başlamış ve 1994’de kabul edilen YENİ HEDEFLER, YENİ TÜRKİYE Programı ile temel amaçlarını ortaya koymuştur. O programda öngörülen birçok hedefin14 yıl içinde çeşitli hükümetler zamanında fiilen gerçekleşmiş olması partimizin uzak görüşlülüğünü kanıtlamıştır. Ancak geçen zaman içinde ülkemizde ve dünyada meydana gelen değişimler programımızın yenilenmesini zorunlu hale getirmiştir. İşte 2008 yılında ÇAĞDAŞ TÜRKİYE İÇİN DEĞİŞİM PROGRAMI işte bu ihtiyaçtan doğmuştur.